Dışarısı buz gibi felaket bir yağmur vardı. Muhakkak gitmeliyim diye düşündü içinden. Yoksa içi rahat etmeyecekti. Üzerine bir şeyler giyinip dışarı çıktı. İliklerine kadar işlemişti soğuk. Bir kaç adımda bile her tarafı ıslanmıştı. Koşar adımlarla yolda yürümeye başladı.
Sudan çıkan balığa dönmüştü…
Nihayet gelmişti. Paçalarından, saçlarından sular sızıyordu. Zile bastı hemen, bir iki dakikaya kalmadan kapı açılmıştı. Sıcak gülümseyen bir yüz,
— Of canım çok ıslanmışsın hemen içeri gel, dedi
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış