'Leylekler papuç getirmez oğlum göreceksin'
Ellerini tuttuğumda biraz biraz öğreneceksin
Vaktin neresinde bilmem, ben olacağım tutan ellerinden,
Eskimiş buruk gözlerimde acımsı hayat ışığım,
Nedense sen bildin tadını gözyaşlarımın
Tam arkamda, sırtımın tepesinde ellerin, boynuma doladığın...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
ÇOK GÜZELDİ ÇOOOK.
Derdin ki ”neden uyuyoruz? ” ağlayarak
Elinde bir oyuncak kamyon ile bana bakarak,
Nemli yanaklarını sevdim, bulamadım cevapları
İçim takıldı oyuncak kamyonuna
Zar zor yükledim tüm sorularını arkasına
Bindim şoför koltuğuna, aldım seni yanıma
Sürdüm bizi zamana, zamana...
ZAMAN İÇİNDE DE ŞÖYLE BİR TABLOYLA KARŞILAŞACAKSIN;
MİSKETLERİNİ DAĞITAN ÇOCUK
Dayanıp balkonun boyalı demirlerine,
Seyretti bahçede oynayan çocukları keyifle.
Bir avuç misket çıkardı ceplerinden,
Seslendi çocuklara gür bir sesle:
“Haydi çocuklar atıyorum, kapııış” diye.
Misketler uçuştu havada kısa bir süre,
Sonra yerçekimine yenik düşüp
Sanki sihirli bir dünyadan indiler yere.
Parlıyorlardı kıymetli elmaslar misali
Güneşin yedi rengiyle.
Her birinin ayrı anısı vardı içinde,
İsimleri de uyumluydu desenleriyle.
Kimi mat, kimi parlak,
Kimi çok büyük, kimi de çok ufak.
Çocuklar sevinç çığlıkları ile,
Havada kaptılar misketleri, düşmeden yere.
Bu ziyafet neden? sormadılar bile.
Oysa misketleri dağıtan çocuk,
Aslında misketlerini değil,
Çocukluğunu savurmuştu balkondan.
Baktı uzun uzun onların ardından.
Böylece merhaba demişti gençliğe.
İçeri girerken birkaç özel misket
Çıkardı gömlek cebinden,
“Anne, bunları iyi bir yere sakla,”dedi sessizce.
“Oğlum olursa bir gün oynasın,” diye.
Ogün anladım ki oğlum büyümüş…
Artık farklı bakıyor geleceğe.
Sevgili Yavrum,
Paylaş ekmeğini, aşını, işini,
Paylaş umudunu, sevgini
Tıpkı misketlerini paylaştığın gibi.
Ama sakın “İçindeki Çocuğu Öldürme!”
Hep çocuk kal; saf, temiz ve de neşeyle…
Naime Özeren
10 Aralık 2007
Bu şiir de benden oğluma ....OKU VE SADECE GÖZLERİNİ KAPATIP HAYAL
ET.ÇOCOĞUNUN BU EN GÜZEL YILLARINI DOYA DOYA YAŞA. ÇABUK BÜYÜYORLAR.GERİYE DÖNÜŞ YOK...
Beğeniyle okuduğum bu güzel şiirini tam puanla kutluyorum.+ ant.Sevgiyle kal canım...
Hanımefendi
Çok güzel bir şiir. Okurken rahatlatıyor. Ferah. Gönül defterimden 10
Derdin ki ”neden uyuyoruz? ” ağlayarak
Elinde bir oyuncak kamyon ile bana bakarak,
Nemli yanaklarını sevdim, bulamadım cevapları
İçim takıldı oyuncak kamyonuna
Zar zor yükledim tüm sorularını arkasına
Bindim şoför koltuğuna, aldım seni yanıma
Sürdüm bizi zamana, zamana...
Bitimsiz saygılarımla...
Âlimoğlu
çook güzel...içimi bir tuhaf eden satırların, sahibesini kutlarım...harika..10
melek ayaz
Soruları bence boşaltın bir yerlerde kamyonun tamperinden.Sürün kamyonu mutluluklara....Çok duyarak ve severek okudum.İlk tam puan benden olsun diyorum. Listeme ekliyorum bu anlamlı şiiri.Esen kalın....
Can-ı gönülden tebrikler.Yüreğiniz dert görmesin, kaleminizden mürekkep eksilmesin. Saygılarımla..
ne sorular bitecek ne zaman...
giden ömür olacak, zaman zaman izah edemediğimiz...
ve zaman zaman da anlayamadığımız..
güzel çalışmaydı...
saygılarımla kutlarım...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta