Karanlığı delen, sokak lambalarının ışığından görürüm
Kar yağar lapa lapa yaşadığım şehre
Duygularım…
Masum duygularım çaresizliğin koynuna düşer
Çaresizliğin koynunda üşür,
Çaresizliğin koynunda idam edilir yalnızlığım
Anasından ayrı kalmış ceylan kadar ürkek
Sürüden ayrı düşmüş sığırcık kadar şefkate muhtaçtır kollarım…
Ne yaşımdan, ne de gücümden utanır
Peşi sıra tek tek gözlerimden düşer gözyaşlarım.
Ay ışığının aydınlattığı odamda
Bir kolumda sen, diğer kolumda sırlarım
Uzat ellerini küçük aşkım
Uzat ellerini…
Yüzyılın tüm günahları çeker beni içine
Ruhsuz bedenlerin arasındayım…
Gecenin karanlığı iyi tanır beni
Karanlığı her şeyden çok severim
Karanlık, tüm kirleri ve çirkinlikleri örter
Örter günahları…
İyi bilirim.
Sen gel güneş gibi koynuma.
Gün daha doğmadan
Yoruldum, peşimi bıraksın gölgelerim…
Nice savaşların yorgunlukları var üzerimde
Üzerimde kan var, hangi savaştan kaldığını bilmediğim
Ve nice acılar var omuzlarımda taşıdığım
Yoruldum küçük aşkım
Yıka!
Bak ne kadar da kirlenmiş ellerim
Koynunda erimek istiyor kanlı bedenim
Uzat ellerini
Uzat ellerini, ellerinde ölmek istiyorum…
Kayıt Tarihi : 29.1.2010 08:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!