Tuttum elerimden usulca,
Tek tek basamakları çıkarttım,
Hem uzun hem ince yollardan.
Çöktürtmeden dizlerimi namerde,
Kimseye muhtaç etmedim ayaklarımı.
Ellerimi ayaklarıma,
ayaklarımı ellerime yaren ettim.
Onurunu korudum yıllarca
kimseye köle etmedim nefsimi.
Yıllar yollarda eskidi,
Ellerim nasırlaştı, ayaklarım su topladı
Kışlarımı yazlarıma kattım
Bahara hasret kaldım.
Bu kadar yorgunluğa rağmen...
ben hala kalbimi avutuyorum;
boş ver
Açılan yolda yürüdüm yıllarca
arkamdan yürüdü onlarca
Sonra dönüp bakıyorum
ardımda kalan uzun bir yol,
Kalbim ve ben kalmışım.
Nerde yarenlerim? Nerde dostlarım?
Yol ıssız ben ise yoldan daha da ıssız...
Bir anda korkuyorum
yaşlandım mı ne?
Tek yarenim olan sadık dostuma
kalbime dönüyorum
her şeyimi ona anlatıyorum
Önce ellerimi
Sonra ayaklarımı...
beni dinliyor
beni anlıyor
bana hak veriyor.
Akşam olunca yorgan gibi çekiyorum
üstüme örtüyorum geceyi...
Gece gibi sakinleşiyorum
Gece ile dertleşiyorum
Ve kalbimi buna şahit eyliyorum
Her şeye vakıf oluyor,
öncekilerine vakıf olduğu gibi.
Geceleri rüyalarımda sayıklıyorum
uzun yolu ve yolun başlangıcını...
Samimiyet ve özveriyi
Mutluluk için çekilen çileyi
"Olsunlar" için görülmeyen hiç bir hileyi
İyi niyet ile döşenen ızdırap taşlarını
Bir anda silmek istiyorum.
Ama nafile...
Ne ben düne gidebiliyorum
Ne dün bana gelebiliyor
Ben yine "ben" ile yalnız kalıyorum
Heyhat, heyhat diyorum!
Dönüp yanımda duran sadık dosta,
Bana yar olana sesleniyorum;
Bir çay koy içelim...
Biraz da neşelenelim.
içtikçe çay ile demlenelim
Geçmişimizi çay ile içelim...
Çay içtikçe belimin büküldüğünü
Saçlarımın beyaza büründüğünü
Ellerimin titrediğini
Yolun bittiğini
Görüyorum
Ve galiba yaşlanıyorum.
Yüksel Darğın
Kayıt Tarihi : 24.12.2020 23:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!