“Anladım ki,
Ellerinde olmayanların, ellerinde olmalarını istersen;
Ellerinde olan elleri de kaybedersin.”
Uykusuz bir şehirde gözlerimize
Mavi bir kar yaprağı düşer de
Sen gidersin
Önce sen, sonra da nefesin.
Sen gidersin ve ben mecburen kalırım
Yollar hasrete devam ettiğinde
Gider sesin, gider nefesim.
“Ellerimde nem yok, ellerinde yok ve ellerimde.”
Sonra giderken arkanda bir zarf bırakırsın
Üzerinde parmak izlerin
Adresi yalnızlık olur,
Posta Kodu yokluğun.
Ve zarfın içerisinde bir not:
“Çıkar beni üzerinden”
“Oysa bilmezdin,
Ellerinden tutabildiğim tek güzel şey
sendin.”
Ve akşam ölür, gece olur,
Gözlerimden yağmur iner şehre
Ve alabildiğince yağar çok umutsuz
Aynı tanıdık yalnızlık gibi,
Rüzgara kokunu tanıtırlar
Sonra sabahın ilk ışıkları doğar
Berbat kokusu yayılır yokluğunun.
“Gidişinle vurulmus olurum; ama omzumdan değil, kalbimden.”
Bir kelebek konar dudağıma
Bir mum yakarım yokluğuna
Işığında yalnızlığıma
Bir albüm yaparım
Yüreğimden çok uzaklarda.
“Yürek bir karıncaymış, gittiği zaman d-u-y-u-l-maz-mış.”
Şimdi ellerim ceplerimde,
Sokaklarında ayak izlerim
Aynaya bakıyorum ve seni görüyorum
Yokluğunun nefesini tutuyorum,
Nefesimi tutuyorum
Ve yağmur kadar yürekli yüreğimle, yürekli yürüyorum
Çıkarıyor seni üzerimden,
Atıyorum kendimi pencerelerden:
“Ellerimde kan, tenimde gazete başlıkları, gözlerimde dolunay
ve yüreğimde parmak izlerin”
Ve ben e-z-b-e-r-e ölüyorum.
Aycan KöseKayıt Tarihi : 17.7.2005 00:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)