Ne kadar yaşadın deseler bana?
Sevgim kadar yaşadım
Anladığım kadar "öldüm" bu hayatta derdim.
Sonra dedim ki; masallar uzak diyarlarda ki prens ve prensesi anlatıyordu. Mutluluk, yakınlaştıkça uzaklaşır. Hayatın ters çaba kuralını kulağımıza üflemişler doğarken. Ve ağlarken güldüren, gülerken yavaş yavaş öldüren içime aldığım ilk nefestin sen... Hücrelerime işledin, kanıma yürüyorsun, kalbime dolan yine sensin gecelerime, hecelerimin iliklerine işleyen. anka kuşu dile geldi, masaldan bir parça alıntı verdi: koynunda külleri, damarları alev alev kan! Ve dedi ki ; yeniden doğsam yine severim seni ben!
Karanlıkta bilmem kaç gece kaldım
Kalbimin ayazında üşüdüm
Geçmiş ninni söylerken,
Uyudum kendi kucağım da
Karanlıkta bilmem kaç sabah uyandım
Ve yıllar sonra rastladım sana
Bir ağaç gibi sevdim seni
Kökleri toprağa sımsıkı bağlı, yaprakları arş'a değer.
Sonsuzluk içine sığmayacak hecelerle
Hiç keşfedilmemiş ilk gün ki kadar bakir bir ülkeye yürek basar gibi
Sevmeyi öğrenen yeni doğmuş bir bebek
Açılsın intihar melekleri
Gökyüzü sarsın siyahi tüllerini
Hedonist sanrılar görüyor yıldızlar
Ve ışık doğuyor kalplerine
Dünya 'dan mahşere edilen yolculuklar
Yolun sonun da kendin karşılar seni, kör bekçi
Herşeyi kafadan kaçıran adam gibiydi ruh hali. Zaman kaçıyordu, aşk kaçıyordu, yakalamaya çalıştığı ömürü, bir tv dizisine sığamayacak kadar saçmaydı.
Gökyüzünün mavisi kadar berrak aklını, bedenin içine sığdırdığı ruhani hazinesini bozdurup bozdurup harcamıştı.
Zamana yenik düşenler şimdi mezarlıkta
Hepsi eşsizdi
Kendi hikayelerin de kahraman
Dünya dönerken, durduracak kadar asiydiler
Bir o kadar savaşçı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!