Dün, tarihine bakmaktan utanan serseri,
Kin ve nefret tohumlarını kalbinin en ücrasına,
Yerleştirip bacasız kalan küflü kalbine,
Karanlıklar saçıyordu, aydınlık bahçesine.
Annenden yadigâr kalan bir bez parça,
Gel, utanmazsan bunu da parçala.
Annen ağlasın, ablan oynasın, sen zıpla;
Çağa yetişip atlarsın, belki bu hızla.
İman zerresini, alaya alan bir milletten korkarım!
Tek de kalsam bıkmadan, bu hak yoldan giderim,
Ben giderim, dava kalır; sahipli ya da sahipsiz,
Sen sahip çıkarsan, ruhumla elinden tutarım.
Anneler ağlıyor, babalarsa uzak mezardan,
Dul kadın ırak kalmış, sosyal yardımdan,
El uzatır, lakin bin bir çileden ve ızdıraptan,
Dili şişmiş, sorumsuz insanlara ağıt yakmaktan.
Dedemin gözleri kör, beli bükük; yol, bel bilmez,
Gençler ki; saygı, sevgi nedir, nedendir bilmez…
Söylediklerimiz yaşadıklarımızdan kaçarken,
Kelimeler ağzımızdan yuvarlanıyordu ağlarken…
14. 12. 1990
Konya
Kayıt Tarihi : 8.6.2009 23:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygılar...
TÜM YORUMLAR (3)