ELİNDE SÖZ VERİLMİŞ ÇİÇEK TAŞIYAN KADIN
Kırmızı bir gülün, bir başka gülün kırmızısını kıskanması gibidir
hüzün getiren günlerimin arka arkaya ışıklarını geçirmesi camlardan
Dokunulmadık ve o kadar kırılgan
Pazartesiden pazara, her sabah ve her akşam baktıkça gözlerimi kamaştıran
bir kadın geçer sokaktan.
Elinde geçmiş zamanlardan kalma söz verilmiş çiçek
Bir rüzgar esmesin, uzun siyah saçları dalgalanır. Uzatır elini, düzeltir saçlarını
Bir rüzgar esmesin, uzun siyah eteği uçuşur. Utanır, tutar eteğini
Uykusuz gecelerden kalma yorgunluktan olmalı
parkın en uzak köşesindeki yağmur ıslağı banklardan birine bırakıyor kendini
Aynı parka gider, yanına otururum. Bunu bilmiyor
En saklı yeri gözleri. Baktıkça konuşan, konuşur gibi bakan kadının gözlerine bakarım
Beni görmüyor. Dudaklarında bir yarım tebessüm, belli belirsiz.
Sonra ince uzun parmaklı ellerini tutarım. Hissetmiyor
Fark etmiyor bile ona dokunduğumu. Tam saçlarını koklayacağım, ayağa kalkıyor
Parkın en uzak köşesindeki yağmur ıslağı bankında bırakıp beni, gidiyor
Gidiyor. Elinde geçmiş zamanlardan kalma söz verilmiş çiçek taşıyan kadın.
Gidiyor. Bir başka zaman aynı sokaktan geçip, aynı parka yeniden gelmek için
Yürüyor. Pazartesiden pazara, her sabah ve her akşam
Siyahlar giymiş, uzun siyah saçlı kadın çiçek kokuyor, gül kokuyor
Kadının kokusu kadın(lık) kokuyor, kadın kadın(ca) kokuyor
Kayıt Tarihi : 12.4.2008 13:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!