Elin oğlu... Şiiri - Mehmet Çoban

Elin oğlu Amerika… Düşünebiliyor musunuz? Elin oğlu ta, kilometrelerce öteden ülkemize, bölgemize çıkar taşını atıyor. Komşuları, arkadaşları, kardeşleri birbirine düşman ediyor. Düşünebiliyor musunuz? Elin oğlunun çıkar taşıyla, insanlar, toplumlar birbirini dinlemiyor. Elin oğlunu dinliyor. Niçin? Kapı dibimde Kürt kardeşim oturuyor. Kürt kardeşimin kapısının dibinde ben oturuyorum. Karşı masamda Kürt kardeşim çalışıyor. Kürt kardeşimin karşısında ben çalışıyorum. İkimiz birlikte düşler kurar iken, elin oğlu düşlerimizi ayırıyor. Elin oğlu insanlara, toplumlara çıkarına uygun sözler veriyor. Elin oğlu bunu yaparken ben ne yapıyorum? Kapı komşum ne yapıyor? Kim kimi dinliyor? Elin oğlunu dinleyenler niçin dinliyor? Yıllar önce elin oğlu gelmiş yüreğime, ülkeme yerleşmiş. Özgürlükler, gelişmişlikler, demokrasi demiş… Ülkemde yılanın başı, kıvrılıyor çıkarlarına göre… Ülkemin politikalarında, politikacılarında elin oğluna hayranlık cihanı âlemi kıskandıracak şekilde. Ülkemin aydınlarında, medyasında elin oğluna hayranlık cihanı âlemi kıskandıracak şekilde. Ülkemin politikalarında, politikacılarında sözleriyle özde çelişkiler var. Ülkemin aydınlarında, medyasında ne dediğini bilmez, batıya hayranlık dolu yorumlar sözler var. Kulakları batı ne diyor da? Kulakları Amerika ne diyor da? Elin oğlunun bölgeyi kuşatacak tesisleri ülkemde yıllardır çalışıyor. Bölge insanlarını, bölerek, birbirine düşürerek çıkarları peşinden gidiyor. Yıllardır Amerikan kamuoyunda, ülkemin sınırları içindeki vilayetleri içine alan, Büyük İsrail, Büyük Kürdistan haritaları dolaşıyor. Uzmanlar yorumlar yapıyor. Benim aydınlarım, politikacılarım görmüyorlar mı? Duymuyorlar mı? Hala anlamıyorlar mı? Benim ülkem… Benim ülkemin politikacıları, elin oğlu Amerika’ya çoğu güya düşmandırlar. Ama hepsi iktidara geldiklerinde, elin oğlunun varlığına evet oyu verdiler. Askeri tesislerinin varlığına muhalefette karşı olanlar, iktidarlarında sürelerini uzatarak evet dediler. Her iktidara gelen Amerika’ya koşturarak gittiler. Hangisi gitmedi ki? Partilerin solcusu, sağcısı, dincisi, milliyetçisi… Liderlerin solcusu, sağcısı, dincisi, milliyetçisi… Muhalefette iken Amerika’ya ateş püskürenler. İktidara geldiklerinde, NATO’ya evet, Amerika’nın çekiç gücünün süresini uzatmaya evet dediler. Ah elin oğlu ah… Nasıl becerdin bunca işi? Nasıl? Sağcısı sana evet dedi. Solcusu sana evet dedi. Dincisi sana evet dedi. Milliyetçisi sana evet dedi. Söylesene nasıl becerdin bunca işi? Çıkarından çıkar mı var? Sevdalarından sevdan mı var? Kavgalarından kavgan mı var? Yoksa çıkarından bir taş atarsın. Deryalardaki suları karıştırırsın. Karışıklıkta görünmez gerçekler. Sen ortalığı bulandırır mısın? NATO ve AMERİKA ülkemden gitmedikçe bulanan sular durulmayacaktır.. Ülkem birlik istiyorsa, ülkemdeki bütün insanlar, bütün eylemler Amerika ve NATO’ya karşı olmalıdır. Şehitlerin cenazeleri Amerikan büyük elçilikleri önlerine konmalıdır. Diyetleri istenmelidir. Ülkemdeki bütün etnik gruplar temsilcilerini seçerek, birlikte Amerikan büyük elçiliklerine, Askeri tesislerine, NATO tesislerine yürümelidirler. NATO ve AMERİKA’YA söylenecek tek şey… ARAMIZA AYRILIK TOHUMLARI EKEN SİZLERSİNİZ. DEFOLUN ÜLKEMİZDEN, BÖLGEMİZDEN… Olmalıdır. UNUTMAYIN... BİR TOPLUM BİRBİRİNİ DİNLEMEDİĞİ GÜN, KAYBETMEYE BAŞLAMIŞTIR...