Bir adam çok adamdı, herkes onu bir sandı. Kalabalıktı, kalabalık. Sığamıyordu içine, zordaydı, çekemiyordu buyum dediğini kendine. Kırmızı kiremitli bir evde yaşardı. Karısı, çocukları, kendi, bir de kulağını ağrıtan eli. Bir eliyle severdi sevdiklerini, gizlice saklardı diğerini. Geceleri kendi başına kaldığında, yastığının altına alırdı, kulağını ağrıtan elini. Sabahları, fırınların vardiya kapılarından dağılan ekmek kokusunu yükleyerek ceketine, işe yürürdü, elini bağlayarak bileğine. Merhaba bahşişli sokaklardan geçerdi, caddelerde fakirleşirdi dili. O hep düşünürdü, hep elini, hep elini...
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta