Filizlenen incecik dallardı karargâhım,
Elimde kalıveren dallara sorun beni,
Alıverdi elimden, verdi ellere şahım,
Yollarıma kurulan allara sorun beni.
Benim alım mı kaldı, karalarda kavruldum,
Bir sarı yaprak gibi gönüllerde savruldum,
Hayırsızlar, vefa yok nicesinden ayrıldım,
Söküp de attığınız çullara sorun beni.
Dert edindim aylarca a be vefasız kadın,
Ay mıydı, güneş miydi şimdi unuttum adın,
Neye yarar dilimde ezgi olsa da yadın?
Şarkılar söylediğim kullara sorun beni,
Aşka biçare kaldım neyleyim, aciz kulum,
Divane gibi gezer, bilinmez sağım solum,
Hep sevdaya uzandı gittiğim onca yolum,
Şu geçilmez dağlarda yollara sorun beni.
Bir yeşil yaprak idi uzaklardan bakışın,
Hani ak gerdanına şu kolyemi takışın,
Nerede kaldı şimdi bana türkü yakışın?
Ateşiyle yandığım çöllere sorun beni.
Çıplak bedenlerinden içtim aşkı bir yudum,
Kaçıverdiler sonra yanımdan adım adım,
Sonra ihanetleri gözlerinden okudum,
Soyunup çıkarılan allara sorun beni
26.Aralık.2009 18.30
Ahmet İdrisoğluKayıt Tarihi : 30.12.2009 13:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!