Kurulup omzuna,
Sabaha kadar
Rüyana girmeyi
Bekleyeceğim.
Ben gibi gurursuz,
Aydınlıkta sinsi sinsi
Zehrini dudaklarına mı sürdün aşk?
Sihrin gözlerinde.
Gece sağ yanımdaydın,
Gündüz sol böğrümde.
Bak dün nerdeydik
Bu gün nerde?
Buyrun duaya geldik kapalı çarşıya
Yetmiş iki millet yirmi iki kapı
Kimi alıcı kimi bakıcı
Kimi esnaf kimi tavlacı.
Geçersin onca kuyumcu vitrininden
Gidemezsin öteye nasibinden.
Övündüğün herşey
Ecelin olsun.
Dilerim tehdit ettiğin
Guguk kuşu yavrusunun
Göz yaşlarında boğulursun.
Hani cennetim olacaktı
Beni ezen ayağın,
Anne,
Benim dokuz ay taşıdığın.
Kırk yıldır burnumdan gelen
Bir de sütün var ki kendin hazırlamadığın
Kapını kapatınca
Bitmiyor dünya.
Çünkü o senin dışında değil
Sen onun içindesin.
Peki hangi parçasının dünyanın
Bir şey mi oluşturuyorsun
Tek bilinmeyenli denklemlerde
Esrarengiz takılanı yalnız bırakıyorsun
Karşı tarafta,
Mecburen bölünüp eksilip
-Adam dedi ki,
Gözlerin göz değil gözistan.
-Kadın dedi,
Sözlerin söz değil kompliman.
Ben hatırlamıyorum
Cennetten kovulduğumu.
Daha doğrusu
Hiç orada bulunmadım.
Azaptan aldım hikayeyi
Işkencede tamamladım.
Hâlâ Muhammetler sürülüyor yurdundan,
Musalar boğuluyor denizde,
Firavun'un keyfi yerinde.
Ve İsalar işkencelerde,
Ne rüya gördün Yusuf
Zindanda?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!