Aslen Azerbaycan Türkü olan Yavuz Bülent Bâkiler, dedeleri Azerbaycan'ın Karabağ ilçesinden Sivas'a göçmüş bir ailede doğdu.[1] İlk ve ortaöğrenimini Sivas, Gaziantep ve Malatya'da tamamladı. 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra kısa bir süre Yeni İstanbul gazetesinde çalıştı. TRT Ankara Radyosu Merkez Program Dairesi Başkanlığında raportör olarak çalışırken çeşitli kültür programları hazırladı ve sundu. 1969-75 yılları arasında Sivas'ta avukatlık yaptı. İl Başkanlığı görevinde bulunduğu Adalet Partisi'nden belediye başkanı ve milletvekili adayı gösterildi. 1975-1976 yılları arasında Başbakanlık Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığında hukuk müşavirliği yaptıktan ve 1976-1979 yılları arasında Ankara Televizyonu'nda çalıştıktan sonra, 1979-1980 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak görevlendirildi. 12 Eylül Darbesi'nin ardından müşavir kadrosuna atandı ve 1992'ye kadar bu bakanlıktaki hizmetini sürdürdü. İki yıl da Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptıktan sonra 1994 yılında emekli oldu.[2]
Liseden mezun olduğu 1953 yılında Türk Sanatı dergisinde çıkan ilk şiirinin ardından şiirleri mahallî dergi ve gazetelerde yayımlandı. İsmi, Hisar dergisi şairleri arasında yer aldı. Uzun süre Tercüman ve Türkiye gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 24 Mart 2013 tarihinde Türkiye gazetesindeki görevinden kendi isteğiyle ayrıldı
Eserleri
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla
Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Baş başa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla
Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle
Öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle
Çarpsan kara sevdayı en azından yüz binle
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle
Ama her defasında geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür, nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle.
Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n’emsin?
Bazen kız kardeşimsin, bazen öpöz annemsin
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin
Çaresizim çaremsin.
Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n’emsin?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!