Kendi deyimiyle 1981 yılı Mayıs ayında Çorum'da sınıf öğretmeni ebeveynleri ve bir yaş büyük bir kız kardeşi olmasını seçerek dünyaya geldi. Ailesi ile Çorum'un çeşitli köylerini görme ve köy ortamında çocukluğunu geçirebilme fırsatı elde etti. Bu sayede çoğu zamanını tek başına doğada keşifler yaparak geçirmeyi öğrendi. Çocukluğunda sıklıkla odasındaki cumbalı camdan gördüğü köy manzarasının resimlerini yapardı. Genellikle en yakın dostları hayvanlardı. Yaz aylarında ziyaret ettiği Kars, Bursa, Gemlik, Çınarcık hayatına farklı deneyimler kattı. Kars'ta bulunduğu zamanları dayısı ile atölyede geçirmekten keyif alırdı. 1990'da İstanbul'a taşınmaları gerekti. Çoğu kimsenin denizi göremediği beton yapılara hapsolmuş insanları ilk o zaman gördü. Mekan değişimi ile birlikte ilişkiler de değişmişti. Tüm köyün birbirini tanıdığı ortamdan bir apartmanda kimsenin birbirini tanımadığı, selamlaşmadığı, hal hatır sormadığı ortama geçilmişti. Oyunlar değişmişti.
Ortaokulda spor ile ilgilenmeye başladı. Önce atletizm sonra voleybol ile ilgilendi.
Lise eğitimini Haydarpaşa Süper Lisesinde tamamladı. Spor, yazım ve resim dallarında çeşitli yarışmalara katıldı ve ödüller aldı.
1998 yılında ebeveynlerinin ayrılması ile omzundaki sorumluluk arttı. Yaz aylarında çalışarak okumaya devam etti.
2003 yılında Üniversite eğitimini Çevre Mühendisliği alanında tamamladı. 2017 yılında insana yönelik bir iş yapma ihtiyacı ile koçluk alanında eğitimler aldı ve bu alanda da çalışmaya başladı. Hali hazırda İzmir'de yaşamaktadır.
Ergenliğinden itibaren müzikle arasına konulan bariyerleri çalışma yaşamı boyunca aşmaya uğraştı.
Yazmak ve şarkı söylemek bir isyandı çoğu kez onun için. Haksızlıklara karşı isyanını bu şekilde ifade etti.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!