ortasında kalakalmışım
bu dünyada yapayalnız
aslında en baştan beri
hep tekmişim
tekmelenmişim
denize vurmuşum
Kim bilir hangi hükümdâr
Toz almış gitmiş bu şehirden
Ellerinin izinden, bedenlerin gölgesinden
Yürümüş ilmek ilmek asalet fışkıran yüreğinden
Bu hangi bülbül; görmemiş, işitmemiş
Yüreğimi kor bir ateş gibi yakan da neydi?
Görülmez kuş sürüsü, leylaklar
Dizilmiş etrafıma büsbütün
Tutuklu kalınmış Leylalar, ya bu yalnızlığım neydi?
Kendimden uzak yerlere kaçtım
"bu parkın her bir köşesinde hüzün var.
fark edilmeyen bir yara, gözlerimi karalayacak bir
çizgi var.
ve çocuklar...
onlardan iyiliği çaldığımızı düşündüren çocuklar.
gözlerimi ele geçiriyorlar,
gönlüme diktiğim yamaların
uçlarından dağların
rüzgârın veyâhut
kaplıcaların
kanadı kırık erguvanların
haddi, hesabı mı var?
zehirler akıyor göğsümden
bu dağlar ne kadar da yüksek füsun
tut elimden
gezinelim gözlerinde
yer yer, şehir şehir
-nefsimize giydirdiğimiz kılıflar-
bir tren kalkıyor şimdi uzaktan
afrikadan, tunustan selamlar getiriyor dizlerine
belki çoktan,
ya da yokluktan çoğalan bir yalnızlık silsilesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!