Şiirlerimin eflatun çiçeğine;
Gönderdiğin ölüm geçtiğinden beri elime
O'na ödül öyküler yazıyorum
Sana sesimde yorduğum sözcüklerimi
Ve hüzünlü gülüşümü bıraktım.
Beni vurduğun lacivert kokan saatlerde,
geceye hükmüm geçmez
hüznü damıtıp şiirin imbiğinden
hazmederek acı tadını
zevk alarak birazda
sorarım sorularımı
uzayıp gider cevaplar beynimin kıvrımlarında
Bir şans gerek geceye
Bir başlangıç gelebilir cam kırıklarına basarak
Sen gelebilirsin
Hiç bitmemiş salkım saçak
İkinci tekil kişiye çekilmiş
Mişli geçmiş rivaiyeti suçlamalarla
Nasılda kendinden geçivermiş herşey
Ateş böceklerinin yaverliğinde
Kanıma karıştırıp tüm güvensizliğimi
Uykudan yapılmış armağanlar alıyorum kendime
Uyanınca uyanıyor
Bir avın yemi iken
kalbimin odalarını dolaştım,
heryerde paranoyanın ayak izleri
düşsel avuntularımı aradım
ve fakat yani ya da ancak
nereye sakladıysam.. bulamadım..
hüküm giydik dostlar
sevinin! ! !
çünki yaşamı vurduk
en engebeli yerinden..
Uçurum gözlerinde nazlı sevdalar büyür
Ve bir ninni ile geçerken
Nedenler nasıllar kendinden
Matador yürekli sevdam
Parmak uçlarından ölür
Bir yaralı kent olur durağım
vuruldu
içinden geliverdi o vakit
bir sabah esintisine
umudu elçi oldu
bir kuşun kanadına takıldı herşey
herşey kanat oldu
Sen gidince;
Gökyüzünde bulut yanar
Bir masal vurur kendini
Bir yaşantının matarası susuzluğuna ağlar..
Sen gidince demiştim ya hani,
anımsamasam
çillerimle alay edildiğini
belki! ! !
belki geri dönmek isterdim çocukluğuma..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!