Elif'den Ye'ye 29 Rabb'ani Arabi Hârf

Mehmet İslami
2472

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Elif'den Ye'ye 29 Rabb'ani Arabi Hârf

ELİF’den YE’ye 29 RABB’ani=Arâbi Hârf

DÎN’imiz İSLÂM’iyetin başındakidir Elif, Mim
Eûzü bike minke Bismillâhirrâhmânirrâhîym
Mikâîyl, Cebrâiyl, Âzrâiyl, İsrâfiyl; Beytullâh’ın
İhkâk’ı: şu’belerine remzetmiş Rabbül Âlemiyn
Şahidsindir AHD’ine ki verirken etmiştin yemin

ELİF’i muhabbet yakan, yakılan
Ezelden yazmışlar âşkı yazanlar
Enderûne yarım katre akılan
Elestten Hikmeti esrâr ozanlar

Beş vakitte Farzı ayın kıldığı
Beşârete nûrdur hazır bulduğu
Berzâh alem’inde ahd’dir aldığı
Besmelesiz: varlığını ez anlar

Temelinde mayâsına katılan
Tevâtür değil bu, Hakka satılan
Ter ü taze nûr tohumu atılan
Tevekkeltü alellâhı köz anlar

Seyyidler elinden bâde içerek
Seyislerin gözlerini açarak
Seyri cennet olduğundan uçarak
Seyrederken zemheriri yaz anlar

Cinneti cennetten çıkaran Hûdâ
Cinnler sapıtınca rahmetten cüdâ
Cibilliyetsizler zaten, uykuda
Ciğerleri yakar kaynar kazanlar

Hayat gemisinin dümeni hani?
Hakikat ufkunun dumanı hani?
Harabat ehlinin emânı hani?
Hakk’ın esrârını haydi çöz anlar

Hırlısı hırsızı hepsi kulları
Hızır ile kesişmiyor yolları
Hınzırlık yapıyor hınzır dölleri
Hırlaşıyor kemik için azanlar

Dalımda gülüyüm, Bülbül kokladı
Daldı derunime âşkı yokladı
Dalga dalga yüreğinde sakladı
Dangalağa şahin desen kaz anlar

Zalimin zulmüne mazlûmun âhı
Zâta ulaşınca devirir şâhı
Zâde i sultan püsküllü külâhı
Zamane; iyi yap dersin boz anlar

Rızâ i Bâri çün cihada giden
Rıda’nın hakkını düşünmez neden
Rıdvâna saualsiz intisab eden
Rızkı bilir, okununca ezanlar

Zevâli yakındır zûlm-ü zalimin
Zevâhiri; helâk eder selimin
Zevâhifler başındaki âlimin
Zevâcir; içtinâb sille yoz anlar

Sinemde dert depreştiren insânlar
Sindirir içine zillet islâmlar
Sinsi sinsi girdiğinde ihvânlar!
Sipsilerden zurna, davul, caz anlar

Şıngır şıngır güler hâllerimize
Şu zünnar sarılı bellerimize
Şıhları zikreden dillerimize
Şırıngadan zehir devâ süz anlar

Sadakât muhlislik şiarındandır
Sadabat evliyâ diyarındandır
Sadelik kul bahtı yârlığındandır
Saadet, afiyet terk etmez canlar

Dadı’mız İslâmın mürebbiyesi
Didârdaki inciler hediyyesi
Dalında kemâle eren meyvesi
Dürri yektâ cennetinde gez anlar

Tılsımlar yahuddan girdi İslâma
Tılsım dene şeyler külli muamma
Tılsımın tesiri yok değil amma
Tılsım yapıp şeriâti bozanlar

Zıddı ile kaim her türlü varlık
Zıddına tekabül eden insanlık
Zıddı islâm olan zifri karanlık
Zındıka elinde bu bozuk kanlar

Aynı yoktur benzeri var her şeyin
Aynını görenler var ise deyin
Ayın, yıldızların, şems, feleklerin
Ayrı ayrı yaptıkları seyrânlar

Ğaybi Allâh bilir birde nebiye
Ğafurur Rahmandır bildirir niye?
Ğayrete getirsin mü’mini diye
Ğara beytullaha özden hayrânlar

Felekler devreder ezelden beri
Ferşinin üstüne örtmüş gökleri
Firdevsi alâda yoktur zemheri
Fikredene ı’yan olur zamanlar

Gaffardır Settardır Vedud’u Celâl
Gayri mülâhaza idrâke muhâl
Gurbetteki ruha hicrandır bu hâl
Gariplerin gönlündeki giryanlar

Keffârettir günâhlara elemler
Külli istiğfarda bütün alemler
Kelâm-ı Kadere yazdı kalemler
Kün Fe Yekûn’dür ilâhi fermânlar

Lâmba yoktu kandil vardı ezelden
Lâ yüselin kandil lâfzı güzelden
Leyl-i; Nûr Otuz Beş âyeti, telden
Levlâke esrârı nûru dermânlar

Mim Muhammed Muhabbetin özüdür
Mim mükevvinâtın beyni, gözüdür
Mim Kâlbin çaldığı Allâh; sazıdır
Mim ile afiyette müslümânlar

Nûn; Tufanı Nûhu işaret eder
Nûn; İkinci âdem; beşâret eder
Nûn’u Gemi Cûdî dağına gider
Nûn’dur On muharremdeki izânlar

Vaveyla kopardı bezm-i elestte
Vay, ben ateştenim topraktan üstte
Vakti merhununda lânet ibliste
Vav; kulluğun sırrı arifân onlar

Hey Kâbil Habilin kanını nasıl
Her salise taşıyorsun velhasıl
Hep sensin kardeşe temâsın usûl
Hesab’da çalacak münkire çanlar

Lâmelif’tir âşkımızın temeli
Leyl-i nehârımızda söylemeli
Lebbey Âllâhümme lebbeyk demeli
Lâşeyler Şey’i, hep şeytanı anlar

Yedi kat yarattı arzı semayı
Yediye bağladı güneşi ayı
Yediye müncer kılmıştır duâyı
Yedilerdir eren kırklar olanlar

Âşık İSLÂMİ’yim: diyeceğim şu
Kefenmiş; helâlse giyeceğim bu
Islanıp yunurken diyeceğim hû
Lâ-yok, illâ ile dökülsün zanlar

Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 9.10.2016 15:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet İslami