Elif dedikleri kadd-ı nihâlindir senin
Şems-i duhâ u mâh-ı leyl cemâlindir senin.
Kızıl deniz sahiline vurmuş bir ceset ki
Firavnın derler ama bence hâlindir senin.
Ki zaten şakkoldu darbe-i asayle dudağın
Demeyin bana bu ancak hayâlindir senin.
Naz senin, zar benim; bana cefa sefa sana
Sefa sürmek naz eylemek kemâlindir senin.
Mecalis-i uşşakda duyarım sana derler:
'Bu düşkün, yâr diye, son ihtimâlindir senin'
Yıldırım düştü derler bilirim peykânındır
Arz-misal bağr-ı mustafa hamâlindir senin.
Açıklama:
Beyit: Elif diye öğrettikleri harf senin fidan gibi boyundur. Kuşluk vaktinin güneşi ile gece parlayan ay da senin yüz güzelliğindir.
Beyit:Kızıl Deniz sahiline bir ceset vurmuş da o Firavn'ın cesedidir derler. Ama bana göre o senin kapkara benindir.
Beyit:Dudağın evvelden tek parça iken Hz. Musa asa darbesiyle ikiye ayırdı. Ey okuyucu bana demeyin ki bu senin hayalindir.
Beyit:Naz senin inlemekse benim hakkımdır. Yine sefa sana cefa banadır. Çünkü naz etmek ve sefa sürmek ma'şuğun kemalini gösterir.
Beyit:Aşıkların meclislerinde duyarım sana derler ki 'bu aşık sevgili diye senin son ihtimalindir.'
Beyit: Yıldırım düştü dediklerinde düşenin yıldırım değil de senin peykan gibi kirpiklerin olduğunu bilirim. Yeryüzü nasıl yıldırımı taşıyorsa öyle de Mustafa'nın bağrı senin bakışlarının hamalidir.
Kayıt Tarihi : 1.12.2003 19:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!