Beni asla unutma,
Kendini unutmuş olsan da günün birinde;
Beni asla unutma, unutama!
Bir hoşça kal bile demeden umarsızca çekip gidişin,
O an elveda mührünü vurdu seninle yeni açılan dünyama...
Özür dilerim; ama
Misafir kabul eder misiniz?
Kısa bir süreliğine de olsa…
Kusura bakmayın ‘sizli’ konuştuğuma
Aslında sana ‘sen demeyi’ o kadar özledim ki bir bilsen…
Ama yüzüm yok sana böyle hitap etmeye…
Bugün içimi burkan acı bir kayıp verdim.
Ama hiç kimsenin haberi yok bu kaybımdan, belki senin bile...
Etrafta ne bir sela sesi gidişini duyuran,
Ne de gidişine ağlayan hüzünlü gözler,
Hiçbiri yok bunların seni uğurlayacak, bu son yolculuğunda.
Sadece yine ben, yağmura kafa tutarcasına gözyaşı akıtan.
İlkbaharla gidişin,
Oldu içimde karakışlara gebe.
Çiçekler baharı kucaklarken kelebeklerle,
Ben sobamı yakıyorum sensizliğime.
‘Hani giden gittiği gün biterdi? ’
Öyleyse, niye bitmedin bende?
Bugün bir yaprak daha kopardım takvimden,
Okumadan da fırlattım bir köşeye umarsızca.
Bir günüm daha eksilmiş sensiz neyleyim okumayı,
İşte, bu biten takvimle de bir senem daha son buldu sensiz.
Ne de çabuk geçiverdi yıllar…
Ama ne hikmetse bir sen geçip gidemedin geçen yıllara nispet yaparcasına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!