Bir şarkıymış meğer dilimden hiç düşmeyen,
Aklımda sadece nakaratı kalmış.
Her fırsatta mırıldanmışım...
Göz yaşlarımmış meğer gözlerimden süzülen.
Eskiden konuşmaya bile çekindiğim sokaklarda,
Şimdi hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.
Önce bir sevgiydi,
Sonra kin oldu.
Bir destandı ama,
Sonra mazi oldu.
Güzel bir yazdı,
Sonra sonbahar oldu.
Anlattığın hikayeyi tekrar fısılda anne,
İnandır beni.
Ve yeniden aksın renksiz göz yaşlarım...
Bilmiyorum, bu bedene kaç kişi değidi,
Nolur beni yine sen yıka anne,
Belki kirlerimden ozaman arınırım.
Hüzün bile bukadar üşütmemişti beni.
Soğuk caddenin,
Soğuk insanlarının surat ifadeleri.
Hani nerede?
Karanlıklar içinde sırrakadem basmış.
Bir el atsam,
Rüzgar sen ol nehirde ben,
Takip et beni hiç düşünmeden.
İstersen yarışalım seninle,
Önce sen kazan sonra ben.
Dalgalarımda uğuldayan bir ses.
Derin bir uykudadır hala karanlık gözlerin.
Yazdığım her satırda,
Ne aşkta ne sevdada,
İnanmadım ben onlara,
Yalanlara,yalancılara.
Çünkü benim sevgim sır saklamasını bilir.
Ne hoş karşılar,
Sınırlarından içeri girdin mi seni İstanbul.
Karanlığı daha bir kara,
Aydınlığı kasvet doludur.
Kaptırdın mı kendini işe güce,
Ne güneşin doğduğunu anlarsın,
Bari sen gitme; burda kal.
Bitti...Herşey bitti.
Geride kalan,
Diskalifiye olmuş bir kalp,
Ezik bir yürek,
Yanlız bir beden.
Gönderilmemiş mektuplar var elimde.
Ona,buna,şuna...
Ama en çokta sana.
Hüznüm sinmiş kağıtlara.
Ağlamaktan felç olmuş gözyaşlarım.
Ellerim kalemi tutmaz olmuş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!