Elif Battal Şiirleri - Şair Elif Battal

Elif Battal

Hangi yağmurda sızdın içime bilemiyorum ki! Kanıma karıştığın günün adını koyamıyorum. Sahi; damarlarımda gezinirken,zamanın hangi dilimindeyiz sen çözebiliyor musun?

Nasıl da üşüyordum sensizliğin anemisinde! Güneşe nankörlük ediyormuşum, onun suçu değilmiş sıtmalanmalarım. Özür dilerim Güneş! Bana yanlış anlatmışlar, yakıcı-kavurucu ve göz kamaştıran sen sanırdım, sitemim bundandı. Darılma ama bir BULUT seni emekliye ayırdı. Artık bir BULUT'un göğsünde düşlere yatıp, söndürüyorum seni. Saçlarımı O'na okşatıyorum ellerimi de O ısıtıyor.

Gündüzler de geceler de aydınlık ve BULUT'lu. Artık debelenmiyorum güneşli günleri seviyorum diye! Işık, gördüğün değil hissettiğin kadar aydınlatmakmış ruhunu...

Devamını Oku
Elif Battal

bir kayboluşa
gönllü yok oluşa merhaba demekti
seni sevmek...
en büyük vedayı ederken hayata,
sen sevdanla yağmalıyordun yüreğimi...

Devamını Oku
Elif Battal

Bir tılsımdı...
Kokusu acuzelerin dudaklarında
Teri fahişlerin vücutlarında
Sözleri riyakarların çıkınlarında
Gözleri dikizci puştların esaretinde kaldı...

Devamını Oku
Elif Battal

Ah bir bilsen...
Nasıl özledim sana iki satır yazmayı...
Yüreğim coştukça, kelimelerim sustu bunca zaman...
Günü geceye bağlayan saat tik taklarında,
Her saniye biraz daha hasret demledim...

Devamını Oku
Elif Battal

Kaç ömür var ki devrik cümlelerle yazılmış ya da kaç cümle var ki devrik bir ömrü anlatmış? Sızlayan yaralara tuz basarcasına seçilen yalnızlıklar, tüm acısına rağmen en çok karalanan şık olmuş hayat sınavında...

Yenmeler yenilgiler masaya yatırılmaktan çoktan vazgeçilmiş, fersah fersah bir başınalıklarda. Oysa en yalnızlar hep en kalabalıklara sahip olanlarmış. Büyüttükleri yetim sevgileri; el emeği, göz nuru çeyizler gibi cevizden sandıklarla gömülmüş, damarlarının en kuytularına...

Gayret kuşakları, giyilmemiş beyaz düşleriyle kaldırılmış zindan düşler mezarlığına. İzbe, soğuk, karanlık, sessiz sığınaklar kurulmuş, mayınlar döşenmiş el uzatmaya kalkanlara... Düş tacirlerine yenilmemiş kadın olamayan kadınlar. Sevmişler hem de çok sevmişler, sevda yolunda vurulmak kurşun yarasından betermiş aldırmamışlar. Dokunmalara aç kalmışlar ama yürekleriyle sarıp sarmalamışlar. Gözleriyle, sözleriyle sevişmişler. Dillerinden dökülen her bir harfi dua kutsallığın da besmeleyle yar'e göndermişler...

Devamını Oku
Elif Battal

Mühürlenen dudaklarım tövbesini bozmuyorken
Her bir harf hicaz makamında düşüyor satırlara.
Artçı sarsıntılarının belasından kurtulamamış yüreğim
İti azmış ayaz sokaklara atıyor bedenimi…

Dışarıdan göründüğü gibi değil hiç bir şey

Devamını Oku
Elif Battal

Kadınlığımın ateşi, sıfırın altında eksi sen!
İç kanamalarım dondu...
Artık ölü düşlerimin morgu...

Kırabilirsin şimdi kalemimi...
Esrikliğim tuttu, dayanamadım...

Devamını Oku
Elif Battal

Ben sana yüreğimin alfabesinden seslenirken, sen başkalarından alıntı yaptığın süslü cümlelerini serptin üzerime... Olsun alınmadım belki kalp tutulmuş dil lal olmuştu...

Ama gel gör ki içimi acıtan kullanılmış şiirler değil, ikinci el bahanelerdi... Bana bakire yalanlar söyle sevgilim... Duymadığım bilmediğim şahsıma münhasır olsun rica ederim...

Senden istediğim aşk şekeri değil ki avunsun deli yüreğim, silsin yaşlarını küçük kız çocukları gibi. Emzirme beni aşk! Bırak, yarı tok olmak istemiyorum... Ya aç kalmalıyım ya da burnumdan gelmeli kana kana içtiğim senli deryalar... Boğulmalıyım ve tekrar seni yutkunmalıyım...

Devamını Oku
Elif Battal

Yüreğim şimdi bir yangın yeri,
Aşkın hangi hali söndürebilir bu ateşi?
Gittin ya parçalarımı kurtarma derdindeyim,
Hiç olmazsa ellerimde kalanlarla yetinmeliyim!

Olur ya birgün dönersen geri,

Devamını Oku
Elif Battal

Batık bir Atlantik çocukluğum...
Demini almış, küf kokulu yosun sarmalarından.
Zamanı geçmiş, miadı çoktan dolmuş,
Balon uçurmaların... İp atlamaların...
Tanınmamak için değiştirilen hırkaların,
Saklambaçlar da kalmış hükmü.

Devamını Oku