Elestte yazılan hikayenin,
Rüya ile işaret edilişiydin sen,
Edebin surete bürünüp, ipek mendile saklanmış haliydin,
Sonra o mendil dizlerimde açılıp
Suretin kayıp yere sızdığında,
Tahtından arşı izleyen Padişah belirdi.
Suretinin elimden kayışı gönlümden kayışı değildi,
Acısı sineme düştü, püryan etti.
Baş kaldırışım ne elestin sahibine ne sevdamın öznesine
Benim sitemim Padişahın başka sevdalara bırakmadığı yere gelmeyişine...
Her leylin siyahında kaplar içimi bir esef
Firak rüzgarları eser, melul ve kesif
Bir kelam duymak için can atar bu gönül
Lakin tesellin küfür gibi, duan namüstecab
Gönülden çıkan gönle giderdi evvelde
Şimdilerde her kelam uzaklaştıran bir yol oldu nezdinde
Beden dökük, ruh darmadağın,
Bitmeyen tek şey var: o da arttıkça artar sinemde
Gecenin siyahı oldukça kalemimin mürekkebi bitmez
Bu dert oldukça kelam eksilmez
Biterse bu dizeler sadece burada
Bilki sebep rüyanın tamamlanmayışında
Sonucunu gördüğümde hikâyemin
Sadık kalırım elestteki sözüme, bu kesin
Şimdilik ara verelim gönül, aşıklar kafilesi bizi bekler
Daha vakit var, destana bile yeter.
Kayıt Tarihi : 25.7.2014 23:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
okumaya doyamadığım..bitmesin istediğim.
her kelimesinde bin bir mana ihtiva ediyor..
özellikle de şu bölümü mıhladı beni yerimde..
Bir kelam duymak için can atar bu gönül
Lakin tesellin küfür gibi, duan namüstecab
TÜM YORUMLAR (1)