Bu gidiş Elenaya yakışmadı,
Kan kırmızısı gözlerimde bıraktı.
Hasretlik. Birbirbaşıma neyleyim.
Her çıkışımda taş merdivenleri
Sakınırım basmaktan ayak izlerine,
Hatırasıdır ondan tek kalan diye.
Anımsarım cıvıltılı halini, üzülürüm.
Masum yüzünde gölgeme ağlarım.
Konuya Gorkiden girip,
Karamozovlarda mevzuyu derinleştirip,
Gogolün ölü canlarında bitirimleştirmiştik.
Elena hayretlerde, ben ondan hoşnut.
Ama içindeki kıvılcım habire yakıyordu yüreğini.
Dinin dinimize uymaz, vurgunu yemiş,
Bir başına beş parasız evden kovulmuş.
Su yerine habire şarap içti.
O içti doldurdum, ben sakisi.
Çekiliyordu özü sözü, derde dermandı muhabbeti.
O gece doyumsuzca içtik aşkın şarabını.
Yangın yerine dönmüş yüreğinin küllerinden
Ne muhabbetler, ne fıkralar anlattı bana.
Elena ağladı, duygulandı çırpındı
Ağır yaralıydı, hemde gönül yarası
Yinede sordu halimi, hatırımı. Mutluydum.
O gece bitmesin istedim, bitti.
Elena gitmesin dedim, gitti
Ve bunca hatırayı bana,
bir miras gibi bıraktı……
23 Temmuz 2006
Ali ErtürkKayıt Tarihi : 5.11.2007 17:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!