Eldiven Şiiri - Habibe Merih Atalay

Çerçeve bu.

Sorumluluğun Beş şalteri:

Kendimin
Ailemin
Ülkemin
Dünyamın
Evrenimin

Sessiz işçilerce On'a çarpılması!

Resim böyle.

Kadifemsi kahverengi
Şalvar modelli bir pantolon
Ayaklarda sım sıkı
Siyah uzun çizmelerle
Köyağası tiplemesi
Gömleğin üzerinde
Bodrum Yeleğimiz

Mezarlıktan geliyoruz.

Yazı -kader-
Elbette önemli bir araç
Kalem de onun bir uzvu
İnsan zihninin diyalektik keşfiyle
Dönüştürüyoruz bir birimizi
Tarih insanlığına

Yazıya dökülen her dem
Kendiliğinden ellenip ayaklanıp
Yürüyecek koşacak fışkıracak değil ya!
Ne de kalemler kendiliğinden
İstifra edecek değil düşüncelerimizi.

Kendi kendine yazamaz
Alnının yazısını da ne el ne düven
Ona bir eldiven giydirmek gerek
Eline Nacak'ı aldıracak

Akıldan hesap yapmak da
Başka bir yetenek
Akılda bir alet

Aklının başına getirilmesi için
Daha ne kadar derdest edilmesi
Darp edilmesi gerek bir kadının?

-Onu da ele alman gerekecek sonuçta bir gün-

Önce aklını giyersin eline
Sonra eldivenini
Alırsın eline kesici ve biçicini
Tırpanlayıcını
Yayını da okunu da
Artık ne gerekiyorsa
Bokunu püsürüğünü de
İşletirsin motorunu
Basarsın gaza
İşte ondan sonra
Git işini hallet gel!

Sabahın dördüymüş beşiymiş
Hava karanlıkmış
Gün ışımamışmış
Ne fark eder be!

Bak adamların çoğu
Hamur teknelerinin başında çoktan
Başladılar sabah ekmeğinin
Hamurunu karmaya yoğurmaya
Çoktan ateşlendi harlandırıldı fırınları
Birazdan mis gibi ekmek konuları
Yayılacak şehrin üstüne
Mırıl mırıl uyuyanlar
Karın gurultularıyla uyanacaklar..

Hangi işin uzmanı olunacağına
Karar vermek zor değil elbet
Sorumluluk almak da o denli kolay
Yalnız pek müşgül olan
Tavanın sapının olmaması
Neresinden tutunacağız
Bu diyarların?

Bu nedenle kauçuktan ya işte bu eldiven
Pis işlerde eldivensiz çalışılmaz ya işte bu yüzden

Sorumluluktan kaçarsak
Motor da susar elbet
Alette küser edevatta
Demirden bile olsa eldivenin
Zaman gelir delinir!