İnsan neden sonu gelmez bir düşünme içindedir? Nehir kaynağından denize ulaşacak kadar bir uzay zaman boyutlu yüzey alanı gerilimle, uzundur ve uzun olduğu kadar da kesikli sürekli çevrim içindeki olgu, olay aşımlı süredurumlarladır.
Siz bütünden bir parçasınız. Bütünsel olup bitenler karşısında sizin söz ve eylemleriniz hep eksik yarım olmakla söylemlerinizle olup bitenler açıklanamaz kalırlar. Yani söylemleriniz, düşünceleriniz cevap oluşacak yere ulaşımsızdır. Ulaşıp ta cevaben geri gelenlerin çok büyük çoğunluğu da sizdeki dıştan içinize doğru olan ithal girdilerin seçme ayıklama eleğine takılırlar.
Evren sel sistem ve biz arasındaki söz, eylem ve düşüncelerimizin tam bir evrensel karşılığı oluşmaz. Sistemin kendisiyle ya da sistemin özeği ile (merkezi ile) iletime olduğumuzdan çok çok daha fazlasını iletime olamayız. Pek çok beklentilerimizin soru, yanıt iletilmeli dönütleri olmaz.
Dönütü olmayan söz, düşünce ve eylemlerimizin, engele çarpıp ta geri dönen (yankı veren) ses gibi dönüt yapamaması nedenle; söz ve eylemli olan düşüncemiz bitmeyen, tamamlanamayan, sonu gelmez bir çıvlamaya dönüşür.
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta