ELÇİN İSGENDERZÂDE
16 Eylül 1964 yılında Azerbaycan’ın Karabağ Bölgesi’nin Şuşa şehrinde doğdu. Orta okulu altın madalyayla bitirdi. 1986 yılında Azerbaycan Teknik Üniversitesinin Mekanik Fakültesinden birincilikle mezun oldu. Öğrenciyken iki ilmî buluşa imza attı, çeşitli SSCB ve uluslararası olimpiyatların birincisi, ilmî sempozyumların katılımcısı oldu.
Teknik ilimleri doktoru, profesördür. Uluslararası Ekoenerji Akademisinin (2000) , New-York İlimler Akademisinin (2002) , Kafkas Halkları Uluslararası İlimler Akademisinin (2003) , Türk Dünyası Araştırmaları Uluslararası İlimler Akademisinin (2004) , Rusya Doğa Bilimleri Akademisinin (2004) , Uluslararası Kadro Akademisinin (2005) , Avrupa Kültür Akademisinin (2006) , Tebriz Akademisinin (2006) asil (akademik) üyesidir.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılmış elliden fazla uluslararası ilmi kurultay, kongre, sempozyum ve konferanslara katıldı.
Azerbaycan Yazarlar Birliğinin, Azerbaycan Gazeteciler Birliğinin, Ukrayna Yazarlar Birliğinin, Kırgızistan Yazarlar Birliğinin, Rusya Yazarlar Birliğinin, Bulgaristan Yazarlar Birliğinin, Kosova Türk Yazarlar Birliğinin, Romanya Yazarlar Birliğinin, Türkiye İLESAM (İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği) ve TYS (Türkiye Yazarlar Sendikası) üyesidir.
II. Yeşilırmak Şiir Şöleninde (Türkiye-Tokat) , XI. ve XII. Hazar Uluslararası Şiir Şöleninde (Türkiye-Elazığ) , IX., X., XI., XII., XIII. KIBATEK Edebiyat Şölenlerinde (Romanya, Ukrayna, KKTC, Azerbaycan, Türkiye, Suriye) , II. Uluslararası Fuzulî Şiir Şöleninde (Türkiye-Ankara) , III., V., VI. Karacaoğlan Şelale Şiir Şöleninde (Türkiye-Tarsus) , I. Uluslararası Seyyit İmadettin Nesimî Sempozyumunda (Türkiye-Ankara) , Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftasında (Türkiye-Eskişehir) , Uluslararası Edebiyat Haftasında (Belçika, Gürcistan, Fransa) , Çukurova Uluslararası Edebiyat Buluşmasında(Türkiye - Antakya) Arap Yazarlar Birliği Assamblesinin toplantısında (Mısır, Kahire) ve diğer uluslararası toplantılarda Azerbaycanı temsil etti.
1995 yılında Uluslararası Nizamî Aydın ödülünü, 1998 yılında Akademik Yusif Memmedaliyev ödülünü ve madalyasını, 2000 yılında Altın Kalem ödülünü, 2002 yılında Hacı Zeynelabdin Tağıyev ödülünü, 2004 yılında Uluslararası Resul Rıza ödülünü, 2004 yılında KIBATEK Hizmet ödülünü, Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği ödülünü ve Hüseyin Gazi Vakfı tarafından Türk Dünyasına Hizmet ödüllerini ve Türkiye Avrasya Kurumu tarafından Türk İlmine ve Kültürüne Üstün Hizmet ödüllerini aldı.
2005 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliğinin Millî Yaddaş ödülünü, Ukrayna Uluslararası İlimler Akademisinin “İlmin ve eğitimin gelişmesindeki hizmetlerinden dolayı” altın madalyasını, Kırgızistan Yazarlar Birliğinin Millî ödülünü kazandı.
2006 yılında Türkçem dergisinin (Kosova) “Yılın ödülüne” sahib oldu.
2007 yılında KIBATEK Uluslararası Edebiyat ödülünü aldı.
120’den fazla ilmî eserin, 36 buluşun, 13 monografinin ve ders kitabının, 64 edebî ve ilmî kitabın yazarıdır. Dünyanın değişik ülke yazarlarının 55 kitabını Azerbaycan Türkçesine çevirmiş ve yayınlamıştır.
200’den fazla edebî ve ilmî kitapların editörlüğünü üstlendi.
Eserleri BDT halklarının dillerine, aynı zamanda İngiliz, Alman, Fransız, Arap, Bulgar, Sırp, Arnavut, Makedon, Fars, Romen ve diğer dünya dillerine çevrilerek yayınlandı.
Türkiye, Rusya Federasyonu, Letonya, Litvanya, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, İran, Romanya, Ukrayna, Suriye, Kırgızistan ve başka ülkelerde ilmî ve edebî kitapları basıldı.
“VEKTOR” Uluslararası İlim Merkezinin kurucusu ve Genel Başkanı, Türk Dünyası Araştırmaları Uluslararası İlimler Akademisinin Rektörüdür.
“VEKTOR” uluslararası ilim ve “BAYATI” uluslararası edebiyat ve sanat dergilerinin kurucusu ve genel yayın yönetmenidir.
“Sürmelim” (Türkiye) , “Kümbet” (Türkiye) , “Turnalar” (KKTC) , “Kerkük” (Irak) , “Mars” (Azerbaycan) , “Alov” (Azerbaycan) , “Yeni Neşrler” (Azerbaycan) , “Kaynak” (Bulgaristan) , “Türkçem” (Kosova) dergilerinin ve “Edebiyat” gazetesinin (Azerbaycan) yayın kurulu üyesi ve yayın danışmanıdır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!