Dağları mavi, gökyüzü yeşil
Bulutları ışıl ışıl
Beyazlık akıyor bulutlardan
Çimenlerin üzerine
Ağaçların kollarını uzatmış
Köprü oluyor hikâye düzenine
Beyaz atlı bir adam yaklaşıyor
Masal diyarından
Bir prens edasıyla dimdik
Sürtünüyor, sevdanın kenarından
Merak ediliyor atlı, acaba neci
O sevda diyarından gelen elçi
Yıllara meydan okumuş bir şato
Zincirli kapıları açılıyor
Atı konkurhipik edasıyla giriyor içeri
O an, aşk adına ne varsa etrafa saçılıyor
Görünüyor prenses
Beş yüz kırk, merdivenli girişten
Mendilini ıslatmış
Aşk diyarından uzanan kirişten
Mendili alıyor, elçi eline
Sımsıkı bağlıyor, kavi beline
Tembih ediyor prenses
Mendili sakın açma
Uğrunda savaş
Öl, ama kaçma
Biliyor ki beyaz atlı
Mesajı mendilde yazılı
Barış güvercininin kanatlarında ruhu
Sevdası yüreğinde kazılı
Görevi, zor bir görev
Alıcısı, canavardan azılı
Çok uzaklarda bir kale
Prensi zalim ve korkulu
Onlarca elçiyi öldürdü
Elçinin yaşaması kuşkulu
At üzerinde üç gün geçti
Yağmur yağdı, rüzgar esti
Gece yıldızları yorgan oldu
Haydutlar bile sesini kesti
Mendil uğrunda savaştı elçi
Ganimet avcılarıyla
Toz bulutları üzerine çöktü
Sevda sancılarıyla
Atının yürüyüşü eşkin
Süslü kılıcı keskin
Beyaz atlı prens gibi olsa da
O sıradan bir miskin
Ulaşınca korkunç prensin sınırına
Baykuşların ötüşü, resmetti manzarayı
Hava gürledi, şimşek çaktı
Kale duvarları yıldırımdan aşındı
Yağmur sel gibi ruhuna aktı
Ürperdi, havadan başka görüntü soğuk
Korkuları sardı bedenini, sesi boğuk
Çarklı kapılar açıldı sonuna kadar
Yağmur kudurmuşçasına devam etti yağmaya
Prens göründü heybetiyle
Bin kırk, merdivenli kapıdan
Ve cesaret uçup geldi zerrelerine
Burç destekli sur yapıdan
Prensin azametinden
Hava bile kararmıştı
Üç günlük yolda ki mendil
Hissinden sararmıştı
Belinden sıyırdı elçi
Mesaj dolu mendili
Uzattı prensin ellerine
Alıcı eller bin kırk, merdiven ötedeydi
Kavradı yazılar ironiyi
Terk ettiler mendili
Mesaj yıldırıma ulaştı
Gökyüzüne dizildi harfler
'Benim asıl elçim, yıldırımın kendisi' diyordu
Prenses korkunçları değil, korkuları seviyordu
Şimşek prensesin yüreğin çaktı
Vurdu prensin korkunç kalbine
Bin kırk, merdivenden düştü
Kapıldı yağmur seline
Bir, üç günlük yol daha aldı elçi
Geri dönüşü parçalı bulutlu
Gökte ki yazılar hala yerinde
Yüreği serin ve umutlu
Elçi
Prensesi görmeden devam etti yoluna
O prensten de korkunçtu, şimşek çaktı soluna
Yüreğini sevdalar diyarına götürdü
The End yazdı sonuna
İsmet Can
Kayıt Tarihi : 24.4.2022 01:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmet Can](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/04/24/elci-23.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!