Elbette Güneş Yeniden Doğacak

Zeki Çelik
8424

ŞİİR


35

TAKİPÇİ

Elbette Güneş Yeniden Doğacak

ELBETTE GÜNEŞ YENİDEN DOĞACAK

İki ayrı şehirde hayatlarını sürdürmeye çalışan Turhan ile Fatma, yalnız yaşamlarına son vermek istediklerinde, ikisinin de ortak dostu olan bir arkadaşları tarafından tanıştırılmışlardı. Samimiyet ile evliliğe karar verirler. Öğretmen emeklisi olan Turhan Bey, henüz çalışmakta olan eşi Fatma Hanımın memleketi olan Isparta’ya gelir ve kendilerini seven dostlarının yoğun katılımları ile 2014 yılında düzenlenen nikah merasiminden sonra ikinci baharlarını yaşamak üzere dünya evine girdiler.

Fatma Hanım, çocuklarından birini evlendirmiş, bir torunu dahi olmuştu ve 24 yıl gibi uzun geçen bir yalnızlık dönemi Turhan Bey ile son bulmuştu. Turhan Bey de iki kızını evlendirmiş onun da bir torunu olmuştu. O da eşinin vefatından sonra bir müddet evlenmemiş sonunda Fatma Hanım ile tanışınca evliliğe karar vermişti. Onların artık büyük bir aileleri olmuştu. Yalnızken keyif alamadıkları balkon sefaları, yürüyüşler, sırayla çocuklarını ve akrabalarını ziyarete gitmeler, yurt içi – yurt dışı gezileri derken hayatları öyle renklen ivermişti ki, sevenleri onların bu beraberliklerinden belki de en az onlar kadar mutlu oluyordu.

Daha çok birlikte zaman geçirmeyi planladıkları için Fatma Hanım da 2015 yılı içinde emekliliğe karar vermişti. Hatta o ara Fatma Hanımın yazdığı şiirin ödüle layık bulunması nedeniyle yapılacak olan törene katılmak üzere Çanakkale’ye gideceklerdi. Bu tarihten kısa bir müddet önce Turhan Beyin karın ağrıları başladı, gaz sancısı düşüncesi ile sağlık ocağı doktorunun verdiği ilaçları kullanmasına rağmen iyileşmediği gibi çok sıklıkla da artan bir ağrı haline gelmişti. Hatta bir gece Fatma Hanım uyandığında yanında eşini göremeyince, yataktan kalkmış ve eşinin ağrı nedeniyle uyuyamadığını anlaması üzerine ısrarı ile kolonoskopi çekimine ikna etmişti eşini. İlk önce özel bir hastanede muayene oldu Turhan Bey. Gerçekten de uzman hekim olaya vakıf olmuş, genel bir kolonoskopi yapılmasının yararlı olacağını, çünkü kalın bağırsakta poliplerin görüldüğünü ifade etmişti. İlk muayenede polipten bir parça alan doktor, bu numuneyi patolojiye göndermiş, geriye sonucu beklemek kalmıştı.

Hafta sonu Çanakkale’ye gideceklerdi. Fatma Hanım son derece huzursuzdu. Acaba sonuç çıkmış olabilir miydi? Bu düşünce ve kaygı ile hemen hastaneye gitti, bir yandan da “Allah'ım sonuç temiz çıkar inşallah” diye dua ediyordu. Doktor muayenelerini bitirmiş haftanın yorgunluğu içinde kahvesini yudumlarken, Fatma Hanım içeriye girip, eşinin patoloji sonucunun çıkıp çıkmadığı sorduğunda, en duymak istemediği sözleri duydu doktordan. Maalesef eşine kolon kanseri teşhisi konmuştu. Doktorun tekrar temiz bir çekim yapılıp, eşinin acilen ameliyata alınması gerektiğini ifade etmesi üzerine Fatma Hanım kabusta gibi oradan ayrılmış, arabasına zor atmıştı kendisini. Öğrendiği sonuçtan dolayı belki yarım saat kendine gelememişti.

Çünkü zor bir sürecin başlayacağını göğüs kanseri tedavisi gören ablasından ve hastalığın çığ gibi yayılmasından dolayı çevresinde bu mücadelenin içinde olan insanlardan biliyordu. Pazartesi günü tekrar doktora gelecekleri için eşini şimdiden üzmenin gereği olmadığı düşünerek, kendisi bu yükü taşıyacak, ancak eşine sonucu bildirmeyecekti. Kendisini topladığı zaman evine döndüğünde, eşine * Henüz sonuçlar çıkmamış, diyerek Çanakkale için yol hazırlığına başlamıştı.

14 - 15 Martta dereceye giren şiirinden dolayı almış olduğu ödülü nedeniyle Çanakkale’de iki gün birlikte güzel bir gün geçirdikten sonra yeniden Isparta’ya döndüler. Artık gerçeklerle yüzleşmenin zamanı gelmişti. Fatma Hanım, zor da olsa Patoloji sonucunu eşine söyleyip biran önce ameliyata karar vermeleri ve tedaviye başlamaları konusunda ısrarcı oldu.

Turhan Bey ilk şoku atlattıktan sonra sonuçta başarılı bir operasyon geçireceğine inanarak Üniversite hastanesinde ameliyat olmaya karar verdi. Gerçekten önemli bir dönüm noktasın dalarmış, iyi ki farkına varmışlar. Çünkü 2. Evrede olduğunu öğrendikleri kanser, onların korkularını bertaraf etmiş, hatta umutlandırmıştı bile. Erken fark etmiş olmanın inancıyla biran önce tedaviye başlamanın avantajı içindeydiler. Öncelikle yapılan operasyonda bağırsaktan 40 cm olan hastalıklı bölge alınmıştı. Her ameliyatta mutlaka bir risk vardı. Ne yazık ki, Turhan Beye de operasyon sonrası bağırsakların yapışması nedeniyle ikinci bir ameliyat yapılmış bu nedenle hastaneden bekledikleri gibi erken değil ancak 42. Günü taburcu olabilmişlerdi.

Neredeyse bir mevsimi hastanede geçirmelerinin ardından evlerine kavuşmalarının şükrünü yaşadıktan sonra ışın tedavisine başladılar. Ulu Önder Atatürk’ün “Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” sözü gereği, kendilerini doktorlara teslim etmişler ve onların tedavisi doğrultusunda hareket ediyorlardı. Altı hafta süren ışın tedavisinin ardından ilaçla verilen kemoterapi ile birlikte tedavi de sonuçlanmış, nihayet kontrollü döneme girmişlerdi.

Şimdi ameliyatın üzerinden dört yıla yakın bir zaman geçti. Şükür ki, Turhan Beyin kan değerleri, bazen altı ayda, bazen de bir yılda çekilen kolonoskopi sonuçları gayet güzel çıkmakta ve vaktinde tedaviye başlamanın huzurunu yaşamaktadırlar. Turhan Bey kendisine hastalığı sorulduğunda eşine dua eder ve * Fatma olmasaydı ben önemseyip doktora gitmezdim. Bu kez de sonuç böyle olmazdı. İyi ki eşimi dinleyip vaktinde doktora gitmişim ki, şimdi hayatın güzelliklerine kaldığımız yerden devam ediyoruz... Diye cevap veriyor.

Hayata başlarken hep güzellikler hayal edilir. Hiç birimiz hastalık, yokluk, kaza ve ölüm gibi olumsuzlukların da hayatın bir parçası olduğunu, bu gibi şeylerin bizim de başımıza gelebileceğini düşünmeyiz, düşünmek istemeyiz. Şu bir gerçek ki, gerçek mutluluk, böyle olumsuzlukların yaşanmasından sonra geliyormuş. Veya yaşarken farkına varmadığımız güzelliklerin farkına, değişik felaketlerle karşılaştıktan sonra varıyormuş insanoğlu. Tıpkı karanlık gecenin ardından sabahın ışıklarına ulaşmak; fırtınadan sonra dingin bir havaya kavuşmak gibi. Gerçek şükür ve teslimiyet de işte o zaman yapılıyormuş.

Büyük Sultan Kanuni'nin de dediği gibi “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözünün de değerini sanırım hastalığa yakalananlar daha iyi anlıyor...

Turhan ÖZCAN & Fatma UÇARLAR ÖZCAN’ın yaşanmışlıklarından.Ne diyelim, kanserden değil, geç kalmaktan kork...Tüm hastalara acil şifalar diliyoruz..

Eser : Fatma Uçarlar Editör : Zeki Çelik Dernek üyesi.

Zeki Çelik
Kayıt Tarihi : 5.1.2019 22:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!