" Yüksek minarede kandiller yana
Çayda Çıra, Tevekte Üzüm Kara
Çarşıda bal var , Yoğurt Koydum Dolaba
Türküleriyle has sestir Elazığ.
*
Kuzey Mezopotamya, Kafkaslara
Suriye, İran'a yolu bağlanır
Kurucu Tepede kalıntılara
Çok rastlarsınız kenttir Elazığ.
*
Akadlar yerleşir, Hititler gelir
Urartu,Asurlar el değiştirir
Medler, Persler yönetimde şereftir
Romalılar yaşar semt Elazığ'da.
*
Bizans, Sasaniler bölüşemedi
Hamdoniler murat alıp görmedi
Halife Ömer, HARPUT'U vermedi
Çubuk Beyliğinde yurt Elazığ'da.
*
Nurşun Tepe, Tülin Tepe, Tepecik
Her biri yeni açan gül, gelincik.
Tarihte daha dün gibi körpecik
Şehri süslüyorlar mert Elazığ'da.
/*
Bulgurlu köfte, oğlak çevirmesi
Limbom, kaburga, çorba eriştesi
Dilber dudağı, kadayıf incisi
Yemeğine hastır yurt Elazığ'da.
*
Haçlılar gelir bu yerde yenilir
Dul gadirli Beyi'nce fethedilir
Timur, Ak Koyunlular yâr edinir
Uzun Hasan elindedir Elazığ.
*
Arap Babayı, Harput Kalesini
Sara Hatunu, Ulu Camilisini
Kolan Kaplıcası, içmecesini
Harput şenliğini bilir Elazığ.
*
Anadolu'muzun çok güzel İli
Köroğlu uğramış, tutmuşlar eli
İnsanı mert, cesur Yurdu Türkeli
Gözüm üstünde nakıştır Elazığ.
*
" Gamzedeler gamze deler
Gam vurur gamze deler
Sinemi hakkak delemez
Delerse gamze deler.
*
Gül damlar güle damlar
Gül suyu güle damlar
Kendi gül gül meclisi gül
Oturmuş gül adamlar."
*
Türküleriyle hoyratlarla dolu
İşlek yolları kara, demir yolları
Ulaşımın sahibi İç Anadolu
Hava yoluyla işlektir Elazığ.
*
Konar, göçer topluluk iz bırakmış
Klarnet notalarla güzellik takmış
Gelenek görenek canlıca bakmış
Harput şehrini geliştirir Elazığ.
*
Keban Barajınla süslenir dağlar
Körü han Köprüsün geçenler ağlar.
Cennette şehitleri Hakka bağlar
Hakkın kucağından bakıştır Elazığ.
*
Soğuk pınarların suyu içilir
Elazığ'a yollar Fıratlı geçilir
Harput ününe baha mı biçilir
Aşk pınarında Gakgoş'tur Elazığ.
*
Eğri minare karşısında çınar
Kuşunlu camide suyuna kanar
Abdestin alır secdeye konar
Hasret yüreğim biliştir Elazığ.
*
Kadınları yollu baş örtü örter
İpek dokumalı cepkenler süsler
Gümüş kemer bağlar, keklikçe seker
Oyunlarıyla eşsizdir Elazığ.
*
" Dil meze dudak meze
Dudak meze dil meze
Bilmedim gönül verdim
Ben bir kadir bilmeze.
*
Uyan yâr uyan yâr
Seher vakti uyan yâr
Bir geldim uyanmadın
Bir de gelem uyan yâr."
*
Milleti el ele yaşar, Süryani
Kutsal toprağında Türklerle Ermeni
Ayırımı olmaz Rum, Müslüman'ı
Her yerinde birliktedir Elazığ.
*
Her gün her zaman Harput küçüldü
Gelişti Elazığ, Elazığ büyüdü
10.12.1937 de İL oldu yürüdü
Krom, kurşun ,bakır, demirdir Elazığ.
*
Balık ve kuş avcılığı canlıdır
Kumsallar dinlenme alanlarıdır
Doğal zenginliği çok harikadır
Buzluk Mağarası tektir Elazığ.
*
Arap Baba mescidi ve türbesi
Ulu camisi, Kurşunlu camisi
Gezin! Ahmet Baba türbesi
Dünden bu güne tarihtir Elazığ.
*
Nazır'ım üç ayak, arveş, tamzara
Arapkir halayı ve çayda çıra
Dik halay oynar kıvıra kıvıra
Zevkli oyunlarda baştır Elazığ.
Nazır Çiftçi
13.10.2017 ****ANKARA
Kayıt Tarihi : 13.10.2017 11:42:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kaleminizin etkili anlatımıyla 'Gördüm' diyebilirim. Çok güzel anlatımdı. Kutlarım, saygılarımla...
Osmanlı devrinde eyâlet merkezi olan Harput’un devamıdır Elazığ.
1834’te İkinci Mahmut Han zamanında, Vali Reşit Mehmet Paşa, eyâlet merkezini yani bugünkü Elazığ’ı (MEZRAA) yerleşkesine nakletmiştir.
Sultan Abdülaziz Han devrinde 1862’de yeni yerleşim merkezi çok gelişmiş ve imar edilmiştir. Vali İsmail Paşa’nın teklifiyle “MEZRAA” ismi, Sultan Abdülaziz’e izafeten, “MA’MÛRAT-ÜL-AZİZ” (AZİZ’İN ÎMÂR ETTİĞİ ŞEHİR)e çevrilmiştir.
1879’da burası vilâyet olunca “ELAZİZ” denmiştir.
Cumhuriyet devrinde 1937’de Bakanlar Kurulunun kararıyla ilk önce “ELAZIK” (AZIK DİYÂRI) ismini almış,
Bilahire 10 Aralık 1937’de “ELAZIĞ” olarak değiştirilmiştir.
(* Kısmen değiştirilerek “Alıntı” yapılmıştır. )
*
Harput Eyaleti’nden EL-AZİZ’e…
Elaziz’den Elazık’a ve sonrasında Elazığ’a dönüşen bir şehir ismi.
Dikkatinizi bir şeyler çekti mi, bilmiyorum.
Biz yine kendi tarihimizi kendimiz silmeyi başarmışız.
Zaten kelime olarak, ön ek olan “ el” ekini kaldırdığımızda geriye kalan kelime, şehrin isminin ne olabileceğini aşikâr ediyor,“aziz” ve azık”.
Peki, neden aziz?
Şehri Kurduran Sultan II. Mahmut, imarını gerçekleştiren Sultan AbdülAZİZ de ondan…
Amaç Abdülaziz’i unutturmak mı, yoksa Osmanlıyı yok saymak mı?
Yahut bir milleti tarihinden koparmak mı?
*
Şiir gayet güzel işlenmiş.
El-AZİZ’i görmemiş olsak da gezmiş olduk, hayalini kurmuş olduk.
Tarihini, geçmişini, kültürünü, eserlerini, kişiliğini tanımış olduk.
‘GAKKOŞ’ların (‘ka’rdeşliğin, akrabalığın, hısımlığın Türkçesini öğrendik. Dostluğun değerli olduğunun farkına vardık.
Sağ olasın değerli üstat.
Türkiye’nin şehirlerini şiirlerinizle gezmek güzel.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Hikmet Çiftçi
23 Ekim 2017
Kaleminize., şiir yüreğinize sağlık sayın Nazır Çiftçi...
Kutluyorum...
TÜM YORUMLAR (15)