El Yordamına Aşk Ve Bekleyiş Deneme

Sevda Toşur
46

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

El Yordamına Aşk Ve Bekleyiş Deneme

El yordamına aşk,boşa kürek çekmek gibidir.Aşk; emek ister,çaba ister,uğraş ister.O’nu nerede arayacağını bileceksin,aydınlatacaksın yolunu.Cılız bir ışık ile ararsan geç; kuvvetli bir ışıkla arasan, çabuk bulursun.Güneş ile aydınlatacaksın yolunu.O’nu ararken, önüne pek çok engel çıkabilir.Bazen buldum zanneder, sımsıkı sarılırsın bulduğuna.Dünyanın,onun ve senin etrafında döndüğünü zanneder, küçültürsün dünyanı.Pek çok badirelerden sonra,bulduğunun aradığın olmadığını fark edersin. Bu böylece devam eder.Küçük mutluluklar peşinde koşar,yorgun düşersin.Aradığını iyi tanıyacaksın; engeller yormasın,bıktırmasın seni.Önce kapıyı aralamayı dene,kapıyı açtığında el yordamına arama O’nu.Önünü öyle aydınlat ki, aradığını doğru seç; O’na ulaş ve mutlu ol.
Gerçek aşkı bulunca; Yunusça seveceksin.Aşkı, yudum yudum içeceksin.Kendini sorguluyorsun,nerde ben de ilahi aşk? Diyorsun.
İlahi aşk, başka.O’nun aşkı başka hiçbir şeye benzemiyor, adeta seni çağırıyor; Kulum, Ben uzakta değilim yakınındayım,Ben senin özünüm,Ben’i ara,Ben sende gizliyim, dua et, bak nasıl da rahat ediyor kalbin, duygu çöplüğünden nasıl da kurtuluyor, nasıl da mutlu oluyorsun,diyor. Ben, senin her gün Ben’i andığın beş vakitteyip. Ben, zikir içindeki alemde.Ben, kainatta,Ben düzendeyim,diyorsun.
Sen’i; peygamberin sevgisinde,sadakatinde, ümmetim diyerek gözlerini kapatmasında,çektiği çilelerde, onun güzel ahlakında gördüm.Sen’i, minicik bir çekirdeğine sığdırdığın kocaman dallı budaklı incir ağacında buldum.Sen’i gözyaşımda, hüzünde buldum.
Sen,en güzel şekilde yarattığın bakmaya doyamadığım cemaldesin,Sen alemde, alem Sen’de gizli.
Sen’in aşkın,bu minicik kalbe hem sığar; hem de sığmaz.Sığar, çünkü bu kalp o kadar muhteşem yaratılmış ki; tüm hüzünleri,sevgileri, kırgınlıkları sığdıracak kadar engin, gizli bir hazine.Sığmaz; çünkü Sen o kadar enginsin ki bu kalp Sen’i nasıl hapsetsin, San’a ulaşmada bir köprüdür ancak.
Sen’i seviyorum, kelimesi San’a duyulan sevgiyi ifade etmeye elbet yetmez,yine de bir başlangıçtır kulluk vazifesinde.San’a duyulan özlem, Yunusça dökülür bazen dudaklardan;

Özlem;
Yalnızlığa ekmek banıp,
Hasreti; yudum yudum içmek,
İçin için yanıp,
Her yerde onu görmektir.

Aşk ateşiyle yanıp
Duman duman tütmek,
Yanıp yanıp kül olup,
Küllerinden doğmaktır,

Uçan kuştan esen yelden,
Özleneni sormak,
Sabır teknesinde yoğrulup,
Çocuk gibi ağlamaktır.

Umuda yelken açıp,
Gözü yollarda kalmak,
Günü güne ekleyip,
Kavuşmaya haber salmaktır.
Gönüllerin beklediği Sen’mişsin, özlenen Sen’mişsin Yarab! Sen’in kaprislerin,heveslerin isteklerin yok.Bizde ise hepsi mevcut, geldik kapına! Bizi kapıdan içeri almayacak mısın,yorgun düşen bu gönülleri muhabbetinle canlandırmayacak mısın?
Sevgili! Bizi tüm istek ve arzularımıza, hırslarımıza karşı sever misin? Sen’in merhametin sonsuz, Sen affeden,bağışlayansın.Gönüller hazan yaşamasın,gönüller susmasın,gönüller susuz kalmasın. Arala bize bir kapı ki,umut bulalım;

Sabırsızlıktır bekleyiş;
Bir çocuğun oyuncağını,
Atın tayını,
Koyunun kuzuyu,
Sevgilinin sevgiliyi,
Çiçeğin meyveyi,
Muhammed (s.a.v) sevdalıların
Gül-ü Ravza’yı,
Mü’minin Kabe’yi
Özlemesidir bekleyiş.
Sabırdır, özlemdir,
Meyvesi; tatlıve acıdır,
Hüzündür,sevinçtir,
Aşktır,sevgidir,
Yaradana kulluktur,bekleyiş.

Tüm bekleyişler, bana Sen’i öğretir.Sen’i okumayı yazmayı öğretir ..Kavuşma salonudur bekleyiş…
Hevesler, hırslar perdedir Sen’i anmaya..Bunları yenince,tüm perdeler kalkar; yerine aydınlık güzel bir bahar sabahı gelir. Yalnız,Sen’den uzak kaldıkça, yalnızlık hissedilir.Aslında hiçbir insan, yalnız değildir.Bu sadece bir gönül oyunudur.Etrafına bak; ağaçlar, insanlar, korna sesleri, kuşların kanat çırpışları …
Gönül,yalnız olunca bunlar neye yarar. Yaradan, gönül uçurumuna düşürmeye görsün.İşte o zaman yalnızız.Gönül uçurumlarına düşünce,biz bu yerlerin yabancısıyız;

Irmaklar tersten akıyor,
Güneş doğudan batıyor,
Güller kokmaz; çiçekler renksiz.
Toprak yabancı,yüzler yabancı,
Nefes aldığım iller yabancı,
Suyu, dağı, eli yabancı,
Herkes birbirine dost,ben yabancı.
Gönül evim yıkıldı,perişan oldum,
Kalmadı yurdum, tarumar oldu,
Ötmedi bülbülüm, tutuldu dilim,
Sol yanım tutuldu, çağlamaz oldu.

Nefis ! Elimi,koluma bağlama.Bana, akı kara gösterme.Yaradan, layık gördüyse boşuna çırpınma.
Bitecek elbet,bu günler bitecek,
Tüm özlemler, bekleyişler bitecek,
Gönül, sabır teknesinde yoğrulup,
Gurbetten sılaya ,bir gün dönecek.

Tüm bekleyişler, bana Sen’i öğretir. Sen’i okumayı,yazmayı öğretir .Kavuşma salonudur bekleyiş.

Aradığını iyi tanıyacaksın; engeller yormasın,bıktırmasın seni.Önce,kapıyı aralamayı dene,kapıyı açtığında el yordamına arama O’nu.Önünü Güneşle aydınlat ki aradığını doğru seç; Yaradan’a ulaş ve mutlu ol.

(Kayırlı 08.08.2011)

Sevda Toşur
Kayıt Tarihi : 8.8.2011 15:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sevda Toşur