Ceylanlar gibi ürkek kuş sesi gibi ılık
Aynen ikbâl yıldızı susmuş yazgıyı bekler
Sükûtun imbiğinde bakışlar kalabalık
Her ne zaman ağlasa ona benzer bebekler
Lacivert zamanlarda hüzün salar her dâim
İffet ile örülmüş, gerçek iklimi arar
Sen derken tenhâlarda ne kadar da mülâyim
Ellerinden tutunca yanakları kızarır
Cemrelerde ısınıp mektuplarda yanıyor
Mektuplar el yazması bende varım bir baktım
Efsunlu duâlarla, günbegün boyanıyor
Nurlu yüzünden öpüp tebessümler bıraktım
Hem aşk bir vuslât ise neylerim kuşkuları
Kazanlarda demleyip beyaz kefene sarın
Bıçkılayın peşimden kan rengi coşkuları
Sorulursa hakkınız helâl deyin haykırın
Biliyor sığınağım yürek sesi bu konu
Teneşire gül koyun çelenk neymiş hurâfe
Cürmüm pek çok olsa da unutmam hâşâ O’nu
Yine oldum tüy gibi üveyk gibi bu defa
İffetin her rengi var vallâhi başka edâ
Kırdım tüm heykelleri hüzne sarmalar attım
Senle vuslât ölümüm nâkış nâkış şühedâ
Canım mâhzûn bakışlım yine seni anlattım
Kayıt Tarihi : 18.4.2012 17:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)