El ‘aziz’e Bir Daha Gelmez misin Naz ...

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

El ‘aziz’e Bir Daha Gelmez misin Nazlıcannn

23.23.2010
Suskuya El ‘aziz ‘e Arası

Aşk vuslatın yan komşusu arada gitmek gerek gülüm.İçe içe gidişleri görmek lazım.İçerde içini yıkayan kumruları izlemek ,sonra kursunu hırsından almayan güzelliklere alıştırmalar yapmak lazım.

Sessiz sessiz sensizlik birikiyor aşkın ven şemasında. Pi’den sonra sayamıyorum günlerini. Aşkın “pi” hali kötü.Çok farklı sayılar var .
Gizemli renklerin varmış kaderin.Kedere göstermediği desenler varmış aşkın.
Sende bulduğum her şeyin meğer bir sen olmadığını ,bir sen etmediğini hayatın dersinde anlıyorum.
Bir elin “el”, bir elin beni kendine çekiyor.Bu nedensizlik sarmalında
-“El “azize olmuşsun hemen. El alem beni soruyor sana.
O artık el’azizli diyorsun. Ben bütün ilklerinin eli ve diliydim.
Ne zaman el oğlu yaptın. Ne zaman el aziz kıldın.
-Aşkım, azizin dediğin el aman günleri unutun mu ki el azizem.

Güzel düşlerimizin yamaçlarında neşve sana sarılmış, nazlar gölgemde ve kalakalışın sonsuz sularına akıyorduk. En sonda damlaların varmış yeni anlıyoruz.
-Cümbüşün Edi’si sen Büdü’sü ben.Susam sokağımız yerine kumruluk kulvarımız vardı.Her şeye,her olumsuzluğa rağmen kavşaklarımızda bizi birleştiren özel sevgimiz vardı.
Gülün kokusu yollarında ve ben gülüne sürgün edilmiş son Mecnun.
Gizemli sözlerin,aşkların, gidişlerin, acıların, sonraların, bir gün dönüşlerin mihriyim hatta miriyim.

Serzenişe atomlar bağladım.Benim bağıllarımın üstündeki bütün kentlerin yıkılacak.
-Sızılarından göleçler olacak susayan ben’i yıkayacak gerçeğin mutlağı.

Suskuya el’aziz arası-2

Yüreğimde kilitli kalan kalışın vardı. Ayrılık kendi ipini asmış sen yerine.
-Acının saltanatı başlıyor ve ben son padişah 1.Tövbettin.
Melodramların tahtındayım. Bahtımda başlayan sessizlik, gizemli bir y’araya
götürüyor. Dilimde düşmeyeni kalbim nasıl düşürsün ki el azize.
İçimde tütmeye başlayan baş başalarımızın mazisi okunur. İçimle için barışık özlemler sıralar.
-Sırası olmayan aşk dersinin tersinden kalkar yanılgılar. Önyargıların kurşun olur vurur seni.
-Ölürüm uzağından. Yabancılaşır üst kimliğe tırmanan aykırılık.

Beni “monşer “ yapar şeytanın temsilliği. Arzu ile Hazvi olur bitmiş aşkınla yeni başlayan aşk.

Geoit bir zamanın dünyası olurum.Unuturum seni.

Fırat’ın ırgatıyım sular susar sana-3

Suyun mektebine gider alalarım.Belalarımın tanrıçası ölür eski kömürhan köprüsünde.
-Uyanır menzilimde kalan ruh emelin.
Yokluğunun hasatlarında biçerdöverci olur bahtım.Biçerim sensizliği.
*Tek gelirim olursun. Tek gelenim olursun.

Başka güzelin senfonisine şef olup şevke dalmak istedim.
-Korktum büyük sevgimizin hatırasından. Tül çektim aramızda çekilmeyenlere.
Set çektim güzeller kentine girişim zor olsun diye. Çin Seddi kadar ceddi sağlam olan duygularla savaştım.
-Azabı çekilmiş eski günlere fünye bağladım. Patladı ve bitti.
-Kırık mızrapların mızmızcısı benim aslında. Öylesine ötüşlerim var bülbül -i Şeyda olduğumdan beri.

Rengârenk sen’e kafiyelendim ve redif sen.Renkli bir şiir gibisin her sözcüğünde onlarca renk.
İzahı yok bu nezih sensizliğin sonunda. Rüyana kadar rengârenk olmuş bir akışın el’iyim.
-Aziz ben.Azize sen. İkimiz de “el”olduk.
He şeye rağmen el’aziz’e gelmez misin?
El’azize’m olarak bir ömür büyümez misin büyük şehirlere örnek olsun diye.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 9.10.2011 16:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan