Aslını bırakıp geçmişinin fotokopileriyle yaşamaya başladım.
Silik yazgının okuntuları arasındayım şimdi.Oysa yüreğimize kadar okunur bir sevda geçmişimiz vardı.Hangi kirlenmişliğin algısındayız. Üst benimizi kirleten hangi etmenin etil koynundayız. Bilinçaltı filtrelerimizi kirleten ritüel
gerçeğin arasındayız. Modernizmin bize sunduğu yapmacık yaşamların sınırında rayımız. Genlerimize kadar bozulma kokusu var. Hormonel anormalleşmenin mayınlarına basıyoruz.
-Değişerek bozuluyoruz aslımıza. Uslanmazlık,yaşanmışlık sayılıyor.
Zaaflarımız bizi yönetiyor. Kirliliği algılamakta zorlanıyoruz.
-Bunca şiddet, bunca boşanma, bunca değişik ilişkiler yelpazesi ders ver miyor mu ki.
-Bütün bu kirli yaşamlar resitalinde biz de kirlendik. Oysa ben aşkın bağrında senin aşkınla temiz sevdalar yaşayan Elazizli bir Mecnun’dum İstanbul sırtlarında. Ağır bir sevda yüküm vardı.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.