O gün, amaçsızca dolaşıyordum büyük bir alışveriş merkezinde. Ayaklarım, salon bitkileri bölümüne sürükledi beni. Oysa salonumun bir köşesi botanik bahçesi gibiydi. Difenbahya benzeri bir bitkiye takıldım. Yaprakları inanılmaz güzeldi. Tam elimi uzattım, saksıda bir başka el fark ettim. Huzursuz oldum. Başımı kaldırdım, sahibiyle göz göze geldik. İstek ve kararlılığını gözlerinden okudum. Ani bir refleksle çektim elimi.
“Eğer çok istiyorsanız…” dedi.
“Yok” dedim. “Buyurun, önce siz seçtiniz.”
Yüzüne, çok sevdiği oyuncağına kavuşan bir çocuğun mutluluğu yayıldı. Çiçeğin yapraklarını okşarken:
“Evim buraya çok yakın. Bir kahve içmeye davet etsem sizi… dedi”
Anladım, bu bir teşekkürdü.
“Kısmetse bir başka sefere…” dedim nazikçe.
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Naime hanım seçtiğiniz konu harika ve ilginçti.Konu içinde başka bir konu vardı.Bu vesileyle başka bir yaraya da dokunmuşsunuz şefkatli parmaklarınızla.İyi de olmuş; ama ne yazık ki, toplum baskısı her zaman gündemde.Bizde olmadığı zaman başkalarının sıkıntıları bizleri daha az etkiliyor gibi. Kutluyor sevgi ve selamlarımla esenlikler diliyorum.
Ne yazık ki, hâlâ 'el-âlem ne der' düşüncesi ile hareket ediyoruz. Bu tabi ki, kimse bir şey diyemez diyerek her türlü tuhaflığı yapacağız demek değildir.
Çok güzel bir konuya parmak basmışsınız. Bazı insanlar elinde olmadan, yaradılış itibarı ile böyle doğmuşsa onların suçu ne? Kim böyle yadırganmak, dışlanmak, vebalı gibi ondan herkesin kaçmasını ister?
Ne olursa olsun, hemen yargılamamak, onu olduğu gibi kabul etmek, yardıma ihtiyacı varsa ona yardımcı olmak lazımdır. Bu en yakınlarımızın, hattâ bizim de başımıza gelebilirdi.
Yazınızdaki insan, yalnızlığını kedilerle paylaşıyor. İnsanlardan hep tepki aldığı için, sevgisini kedilere veriyor. Çünkü onlar hiç bir zaman insanlar gibi ön yargılı olamazlar ki... Zaten sevgi dolu bir yürek ki, hem çiçekleri, hem hayvanları, hem de insanları seviyor.
Yazınız beni çok etkiledi. Çok da güzel yazmışsınız. Gönülden kutlarım, selam ve sevgiler...
elalem ne derse desin, takmamak gerek... zoraki yaşantılar insana sadece dert veriyor... oysa mutluluğu yaşamak gerek şu kısa ömürde... bu da kendi doğrularınla olur... güzeldi....tebrikler Naime Öğretmenim....
akıcı ve sürükleyici bir çalışma olmuş Nnaime hnm.
elalemin dedikleri ve diyecekleri değil, kişi kendi hür iradesiyle hareket etmelidir.
emeklerinize sağlık, paylaşımınız için teşekkürler.
Siz kendinize güvenip doğru olanı yapmışsanız elalem değil sizin fikrnizdir önemli olan.Sorgulamadan içini bilmeden infaz edilmemeli insanalr.TEBRİK EDERİM.SAYGI VE SEVGİLERİMLE...
Bazı zaman kendimize bile ihanet ediyor sırf el alem ne der düşüncesiyle var olan doğrumuzu bir köşeye kaldırıp koyuyoruz.. Bu nasıl bir bağımlılıktır böyle.. Bizi çok iyi bildiğimiz doğrulardan vazgeçiren..
Bu ne olduğu belirsiz el alemler bizi niye bu kadar yakından ilgilendirir bu düşüncenin esiri eder ki..
İnsanların gözlerinin içinde yakalıyoruz hüznü ve sevinci.ve eğer istersek yüreğin sesini de duyabiliyoruz.. Bu hikaye de olduğu gibi..
Çok çarpıcı bir gerçek bu.. Anlamaya çalışmak bile gerekli ve çok önemli bir adım..
Şiirleriniz kadar keyif alarak okudum..
Güçlü kaleminizi kutluyorum sonsuz sevgiler..
aslında ilginç olan bizim düşüncemizdeki bencillik değil mi.. açık yaralardan oluşmuş bir yüreğe dokunmak ne kadar zor, onu anlamak ve empati kurmak.. cibran, 'ermiş' adlı kitabında şöyle diyor.. ''dostum, evinin önünden geçtiği halde, kapını çalmıyorsa, hangi adam senin konuksever olmadığını söyleyebilir.. ve sana hiç bir şey anlamadığın garip bir dilden konuşup da, seni kim sağır ve akılsız sayabilir.. hiç bir zaman ulaşmak istemediğin birinin yüreğine, hiç bir zaman ulaşmaya çabalamayışın değil midir senin çirkinlik dediğin.. eğer çirkinlik diye bir şey varsa, o da, gözlerimizdeki ön yargılı ölçekler ve kulaklarımızı tıkayan balmumunun ta kendisidir.. hiç bir şeye çirkin deme dostum, kişinin kendi anıları huzurunda duyduğu korkudan başka..''.......
-bir de kedilere gelince, onlar da en az köpekler kadar sevimli bence.. :) farklı ve çok güzel bir denemeydi.. yürekten kutlarım naime hanım.. teşekkürler, saygılar size..
Cok guzel olmus , sonundaki dizeler de ayri bir hava vermis hikayeye , aslinda bayagidir hikaye okumuyorum ,diyebilirim ki cocuklugumda yerli ve yabanci klasiklerin bir cogunu okudum ,tabi ki ulasabildiklerimin cogunu , gunumuzde bilemiyorum ama her esere ulasma imkanlari daha fazla oldugu halde acaba okumaktan uzaklasiyormuyuz , boyle kisa ve oz mesajlar ileten , sade bir halk diliyle yazilmis ve herkesin SIKILMADAN okuyabilecegi eserlere daha fazla ihtiyacimiz oldugu asikar , iNSAALLAH devami gelir . Tebrikler , saygilarimla ( Suayip Resadoglu )
Naime hanım uzatıp demagoji yapmayacağım. şiirde başarılısınız ama makalede daha da başarılısınız. ben okurken çok keyf aldım.....
Çarpıcı bir sorun, kadın yüreği ile başarılı bir şekilde dile getirilmiş.
Kutluyorum efendim.
Saygılarımla.
Müjdat Bilgin
Bu şiir ile ilgili 92 tane yorum bulunmakta