O gün, amaçsızca dolaşıyordum büyük bir alışveriş merkezinde. Ayaklarım, salon bitkileri bölümüne sürükledi beni. Oysa salonumun bir köşesi botanik bahçesi gibiydi. Difenbahya benzeri bir bitkiye takıldım. Yaprakları inanılmaz güzeldi. Tam elimi uzattım, saksıda bir başka el fark ettim. Huzursuz oldum. Başımı kaldırdım, sahibiyle göz göze geldik. İstek ve kararlılığını gözlerinden okudum. Ani bir refleksle çektim elimi.
“Eğer çok istiyorsanız…” dedi.
“Yok” dedim. “Buyurun, önce siz seçtiniz.”
Yüzüne, çok sevdiği oyuncağına kavuşan bir çocuğun mutluluğu yayıldı. Çiçeğin yapraklarını okşarken:
“Evim buraya çok yakın. Bir kahve içmeye davet etsem sizi… dedi”
Anladım, bu bir teşekkürdü.
“Kısmetse bir başka sefere…” dedim nazikçe.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla