Çağrışır bülbüller gelmiyor bağban
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti..
Yüz bin mihnet çektim bir bağ bezettim
Yari ben besledim el aldı gitti..
Nice mihnet çektim bin daha gerek
Hayli ômür ister bir daha görek
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Şiirin Anlatımı Evrensel şairimiz Yunus Emre Ve Divan Edebiyatımızın özellikleri ile yıkanmış bir eser ifadeler.Terkipsel anlatım olsada anlaşılabilinyor.Saygı göstermek ilke yıllanmış eserler Müzedeki Cevherler-kıymetler derecesinde...Ömür geçsede tazeliğini her zaman koruyacak
Yüzyıllar ötesinden bize seslenen büyük ozana rahmetler dileyerek aldığım ilhamla bir kaç dörtlükle ben de katılmak istedim.
peçesini takmış yüzün görmezem
deli divaneyim özüm bilmezem
ala geyik gibi kaçar gider de
korkutmak istemem peşe düşmezem
yar da yaren gibi bırakıp gitti
bunca yıl hasretlik canıma yetti
karşıma dağ çıktı yol da bilmezem
ceylanım karacam darıldı gitti
aşığım dağları deler geçerem
yar elinden olsa zehri içerem
orak oldu düşman ömrümü biçti
yardan geçemem de candan geçerem
ondan başkasına yoktur minnetim
yüreğim karardı çürüdü etim
ömrüme kast eder çukur kazarlar
bu dünya işinden elimi çektim
sözü uzatma der konula nokta
gözüm yollardadır gönlümse hakta
Nimeti de burda pes etti gitti
yapacak bir şey yok bu son durakta
Yüksel Nimet Apel.
Kurula teşekkürler, şiir sever dostlara, nezih yorumlarıyla katkılar yapan; kadir kıymet bilen değerli katılımcılara en kalbi sevgilerimle selamlar.
Erzurum'lu Emrah..ustamıza ne haddimize, ama biraz önce ki dörtlügüm acemi bir kopya olmuş. Nitekim ayak uyakları hece ve vezinli şiirlerde olmazsa ahenk bozulur ..ve tam o kopya da olmaz..
Onun için ..dörtlüğümün son dizesinde ki ‘toz’u ‘yel’ e çevirdim..
Ve hâlâ tam kopya olmadı çünkü; ..iki kere ‘oldu’ da olmaz…bir dizede. Onu da ‘aldı’ yaptım… Fakat..-) yine de mükemmel kopya olmadı..’külüm’ demişim..Bu da şiirin mantığına tam uyum içinde olmamış..onu da ‘toprak’ ettim gitti..
Üstelik ‘örtüler’ demişim..’t’eksik..o da ‘örttüler’ oldu..
Bir var harf eksikliği hece düzeni değiştirmedi..yoksa tam kopyalamada yine SINIFTA KALACAKTIM ve yanmıştım..
Anlayacağınız gibi..işte şiir kopyası dahi bir harf, hece hece..sözcük sözcük..bu gıdım ..gıdım..Yani şairiz hepimiz şair olmaya da.. yetkinlik te, sizi bilemem ama, ince uzun bir yoldayım…
Ayrıca sözü gelmişken burada özellikle vezinli şiirler için şu kıstası iletmek isterim..Vezinli şiir özde yürekten gelir ve bir ilhamla gelir… Kağıda dökülür..Ancak ‘kuluçkaya’ yatırılır, yani dinlendirilir… Şiirin özü olduğu gibi kalır ve zamanla o vezinli şiirin hece sayısı, bazı sözcükleri, duraklamalar ve sairlerde gerekiyorsa düzenlemeler yapılır ..Vezinli şiirin olmazsa olmazından teki de ayak uyaklarıdır! Vezinli şiir çok sevdiğim bir tarzdır..Ama evet onda da ince uzun yoldayım!
Neyse…sonuç olarak hangi dize çıktı ortaya:
‘Toprak oldu tenim yel aldı gitti’
Dörtlük ise:
Gömüldüm örttüler üstümü anam
Yoldaşlar gözünde yaş aktı bitti
Sen neden yoktun mezarda canan
Toprak oldu tenim yel aldı gitti
Saygılarla..
Tükenen şiirler değil;
Baharlarımdı.!
son çığlıklarıydı; Kalemin, gecenin, sözlerin....
ayakları dışarda kalmış gecelerimdi,
umutlarımdı; en çocuksu, en AŞK..
.....
...............
HALK ŞİİRİ örneklerinden şahane bir eser. Edebiyatımızın yüz akı. 11'li hece ile yazılmış ve dilimizi uslıkla kullanmış,akıcı ve çok muhteşem bir yapıt. Tanrım rahmetini esirgemesin. Daha nice yüz yıllara.Nur içinde yat.Seçici kurula saygılarımla.Nazır Çiftçi Ankara 30.11.2010
Söyleyene değil,söylenene bak demişler..
Kemal hocam ın uzun yorumunun özeti olsa gerek.
Güzel şiir.150 yıl olmuş göçeli.Allahtan rahmetler dilerim.
' Gömüldüm örtüler üstümü anam
Yoldaşlar gözünde yaş aktı bitti
Sen neden yoktun mezarda canan
Külüm oldu tenim toz oldu gitti'
****
Sadece Anadolu halkına değil, tüm Türkiye ye hitap eden; Türkü seslendiren santcının nerdeyse pek çoğunun seslendirdiği türkü, ama kimi santcılar tarafından daha da modern türkü bazında söylenen kısaca halka mal olmuş ve günümüzde de nerdeyse günlük olarak dinlediğimiz bir ozanımızın eseri.. Tabii ki gurur duyarız…
Ama şunu da irdeleyelim ki çok kopyacı bir yapımız da var. Özellikle halk ozanlarıza onların eserlerine kopyacılıktan bahsediyorum… Ancak bu saf ve zararsız bir kopya diyebiliriz.. Yani bu kopya imtihan sorunlarının kimilerine peşkeş çekilerek kopyalanmasına benzemiyor..
Ne var ki bunun karşılığında ya da yanında üretim de olmalı.. Fakat işte bu biraz sakat mesele toplumumuzda.. Özenti ve kopya adete içimize işlemiş ve onsuz yapamıyoruz.. Bilakis şiirde ve şairlikte mutlak bir üstat ya da ozanlardan ilham alınır, ama şiir ve şairin nihayetinde varacağı bilinçli gidişat kendi tarızını oluşturması ve kopyalamak değil ürtmesidir…
Neden? Anlatayım:
Şiir yazmak bir başlanğıç/sonuç değil, bir süreçtir. Aynı bir üniversite ögencisinin tez hazırlama yılında kendine verilen verilerle araştırmaya koyulup tezinin konusunu, işleyişini ve varacağı sunuçu üretmesidir. Bu süreci izleyen her kişi ‘tez’ i başarılı bulunursa ortaya has bir ürün çıkar. Bizlerin bu alandaki üniversitemiz ise hayat üniversitesidir ve tezimizi nihayetinde onaylayacaklar ise okuyuculardır.
Bizler her biriniz kendi farklı farklı seçtiği konularla, yetenek ve araştırmalarımızla sınıf arkadaşlarıyız. Kimimiz birinci sınıfta..kimimiz..üniversiteye girme hazırlığında ve kimimiz tez yılındadır, kimimiz ise diplomalıdır.
Öğrencilerin sınıfını geçmesi/imtihanı başarıyla bitirmesi ve nihayetinde diploması öğrenci arkadaşları tarafından onaylanmaz. Öğrenciler yapsa yapsa ancak bir birini teşvik eder..yardım eder..paylaşır ürünlerini ve eleştiriler getirir. Bu alanda diploma halktan/okuyucudan alınan onaydır.
Ama siz bu gerçeği vurgulamaz ve teşviki yapmazda aynen falanca öğrencinin gibi ‘tez’ olması gerekliliğini devamlı kafalara işlerseniz, alın size 50 öğrenciden 40 tane kopyalanmış tezler..
‘Dağlar seni delik deşik ederim..Dağlar seni delik deşik ederim.” Yada biraz o ilhamla: 'Seni delik deşik ederim dağlar” veya “Delik deşik ederim seni dağlar” dön dur, kopyala vur bir üretilmişin etrafında.
Yüz tane sesi güzel, cinsi güzel şarkıcı/türkücüden seksen tanesi aynı parçayı söyle babam söyle.
Sonuç, şairin her şiirini yazımında etkilenme olsa da nihayetinde o kişiye has tarz üretimindeki önemi, kendimce vaz geçilmez bir kıstas olarak görüyorum.
Onun için -dedimya içimize işlemiş kopyalama ve bunu derken ben de onun içindeyim, dışında değil- Onun için ki bu şiirin (türkünün) etkisinde kalarak yazdığım yukarda ki dörtükle başladım bu yoruma! Ancak sanıyorum bu arda yavaş yavaş kendi tarzımıda, ilham ve toplum sorumluluğu zenginliğinle, kendi has tarzımı da yerleştirme yolundayım. Ve bunları derken, zaten pek çoğumuz burada şöyle ya da böyle yoryumuyla olsa da kendini ifade ediyor bence, herkesin bu boyutta kendini yorumuyla ifade etmesi bize zenginlik ve özellikle gerçektende burada ciddi yorum yapan şairlerimizin daha iyi tanınmasını/bilinmesini yansıtır inancındayım..
Çünkü; Şiir yazdığını sanan ya da şair, ozan kendi bünyelerinde yapacağı en hayırlı ve edebiyata olacak katkısı, kendi içlerinde birbirlerine kökeni pozitif olan paylaşım, eleştiri ve özeleştiridir. Bunun haricinde yargılayıcı/önyargılayıcı bir tutum o kişinin ahkam kesmesi anlamından başka bir şey değildir.
Bir diğer anlatımla şair başkalarını değil kendini anlatmalıdır!
Saygılarla..
bu ne güzel bir sabah, bu ne güzel bir isim. yaşadigimizin belirtisi.
Şiiri yazarken duygulanan şimdi nerede..biz nereye doğru yol almış,koşa koşa gidiyoruz..Ruhu şad-olsun..
Sayın seçici kurul bütün rafları indirerek mi buldunuz bu şiiri..Bana göre güzeldi şiir..Kaldırıp yakmamalı konulan bir noktayı bile..Çünkü geçmişin duyguları var bir tek noktada..Evet bir noktada kocaman duygu yatır...Şiir çok kötü değildi evvelkilerle kıyaslayınca....
ELLERE VERDİN
Bir gün bulut bulut bindin dağıma
Ovamı düzümü sellere verdin.
Azap olup, indin umut bağıma
Ürünü toplayıp ellere verdin.
Nasıl sonuçladın sorgularımı?
Nereye hapsettin tutkularımı?
“Seviyorum” dedim, duygularımı
Yüksek gerilimli tellere verdin.
Bütün haklarımı o haksızlara
Koşma fırsatını ayaksızlara
Elmas küpeleri kulaksızlara
Sırma tarakları kellere verdin.
Neler düşlemiştim, senle beraber
Nerde hayallerim, aşktan ne haber?
Arada bıraktın, senden bihaber
Tüm ümitlerimi yellere verdin.
Gelinlik giydirdin, düğünler ile
Sofralar kurdurdun, öğünler ile
Gözyaşı döktürdün; say, günler ile
Akıllı yok muydu, dellere verdin?
“Ölüm çare olsun, bitsin! ' demiştim
'Zehir oldu hayat, gitsin! ' demiştim
'Atın denizlere, yitsin! ' demiştim
Cesedimi çamlı bellere verdin!
Onur BİLGE
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta