Buluştuğumuz orman yanıyor
Gölgelerimiz eksiliyor
Ağaç önlerinden azar azar
Senin altın düşlerine erişemem
Çağlar boyu kente işleyen ağıtlarla
Odamın suskunluğuna bıraktın beni
Kısık ezan sesleri benim için son çağrıdır
Çok uzaklardan geldin
Sayısız yıldızlarla gecelerimi süsledin
Yıldız kalıntılarıyla doldurdun içimi
Ateş kustum bir müddet
Bak ne kadar yenildim topraklar içinde
Beni bırakma dedim
Sesim kil katmanlarına çarptı, aşamadı
Fırtınalara yakalandığım gecelerde
Bıraktın ellerimi
Avucumda bir mum alevi gibi asılı kaldı
"Seni hep sevdim." deyişlerin
Permafrost topraklardan geçtim
Yüreğindeki buz dağlarına çarptım
Aşamadım
Zamanı geri alamadım
Geç kaldım
İmrul Kays'ın kelimeleriyle geldim
Duymadın, yok saydın
Bendim yapayalnız geceye sığınan
Karanlığı, aşkımla ölümlüler arasına bir perde kılan
Nerede yanıldım ki
Ulaşmaya çalıştığım gökyüzünü
Ulaşılmaz kıldın
Uneyze bilirdi sevildiğini
İçinde bu kadar gitme isteği varken
Papatyaları toplamaktan vazgeçtim
Yolumun uzun oluşu
Sana son hediyemdir
Ama bir daha yoluma çıkma
Yüreğin kadar soğuk bu topraklarda
18.09.2020
Kayıt Tarihi : 18.9.2020 23:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!