Adımı kulağıma okuduklarında
Bin yaşındaydım…
Buruşuk elleriyle beşiğimi
sallarken zaman
hep kötü hikayeler anlatırdı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Eksik kelimelerim Şiircilik oynarken,
Solgun ninnilerde
Notaları kaybolmuş bir türküydü
Ömrüm…
mükemmel.. Tamamen bir bayanın hayatı..
hiçbir zaman hayallerin olmadı senin / olsa bugün bile hatırlardın. +10
bir vakit…
seyyar bir tezgahta ucuza satıldı
hayallerim…
avuçlarımda yıldızlar öldü
bütün bayram şekerlerimi
Bozdurdum da bir damla gözyaşım etmedi…
Çok hoş dizeler kutalrım
güzeldi...
Adımı kulağıma okuduklarında
Bin yaşındaydım…
Buruşuk elleriyle beşiğimi
sallarken zaman
hep kötü hikayeler anlatırdı
Üvey hayat...
soyut kavramları başarıyla nesnelleştirmiş şair..hayata üvey sıfatı yüklemek,zamanın ellerini kırıştırmak gibi..kıskandıran imgeler ve sinematografik bir anlatımla dönmüş ezher..
şair hangimiz zaman zaman hayata üvey olmadıki..kendine gurbet diyordum ben buna..şiirin hayata sığmayan yüzü diyordu bir şair..ama hiç biri üvey demedi hep umut bir kenarda sevgi vardır mutlaka bir yerlerde vardır diye bekletti durdu onları..sen vurup geçiyorsun şakağından kelimeleri
hüzün bozması kundağıma
gök boncuk takarken annem
hep nazar değerdi gülüşüme
bence nazar yalnızca böyle değebilir..gamzesinden dokunursa bir çocuk hayata gülüşünden sevinç sarkarsa korkular bakar dört bir yandan kıskanç ve kurşuni korkular..Kurşun döktürülemez artık gülerken nazar değen çocuklara..hüzünden bir kundak..doğru yaa..neden daha önce düşünmedim..hüzün bizi nasılda sarmalar..bizimi içimizdeki çocuğumu..şair ..o reklamdaki gibi..çok oluyorsun ama..
bir vakit…
seyyar bir tezgahta ucuza satıldı
hayallerim…
avuçlarımda yıldızlar öldü
bütün bayram şekerlerimi
Bozdurdum da bir damla gözyaşım etmedi…
bayram şekerlerim..kiraz ağacında yırtılan gömlekler gördüm şairlerde,tellere takılan uçurtmalar..ama bozdurulan bayram şekerlerini buldum burada..gözyaşı insana dairdir şair..ve bilene çok ama çok değerlidir..Şairlerin elleri diyorum,simitçi çocukların sabahları gibi sımsıcak,sevgisizlikten üşümüş ama..o avuçlara yıldız toplamayı öğretirdi şiir..öleceksede orda ölmeliydi yıldızlar..neden kızıyorsun ki..bu bölümde ses geriye çekilip imge sağanağı altında bırakıyor bizi..Burada şiiri okuyanlara şairin imge dünyasına yolculuk yaparken, soyut kavramları somutlaştırmakla beraber yeni sıfatlarla tekrar kendi evrenine bizi yönlendiriş tarzına bakmalarını isterim..kelimeler maddenin hallere dönüşümü gibi kendi içinde iki kez daha dönüşüm yaşıyor..bunu şair isteyerekmi yaptı yoksa alışageldiğimizden farklı bir kaotik hayal dünyasımı var onu biz bilmiyoruz..
Tahta beşikteki ölü perilerin
Üstüne örterken anka
Çocuklar uyuttu masalları
Düşlenen yaşanılanı terk ettiğinde
Ne de yakıştı beyaz saçlarıma yalnızlığım…
buradan sürrealizme masallara gidiyoruz.masal kahramanlarına yeni görevler veriliyor..örneğin ölü perilerin üstünü örtme görevi anka kuşuna..inadına hayat..o üvey olan hayatın gerçekliği ise orada kaskatı duruyor..şairin beyazlayan saçlarında..nedeninini ise şair..düşlenen yani olması gerekenle..olanın arasındaki uçurum yalnızlığına bağlıyor..susup kendimize söylüyoruz bu durumu..işimize gelmese de
Eksik kelimelerim Şiircilik oynarken,
Solgun ninnilerde
Notaları kaybolmuş bir türküydü
Ömrüm…
bu bir şiircilik oyunu değil..sert bir sorgu..hediye paketine saklanmış cinayet aleti gibi..doğumla ölüm arasında ömür dediğimiz durağa kafa tutuş..
Ezher'i öteden beri takip ederim..inanılmaz bir kelime cambazlığı ve fotoraflama gücü vardır..ama çok üretmez..kimbilir bir bildiği vardır..ama günün birinde ben bu işi yapıyorum diye ortalıkta gezenlere..önce hayal ve yürek gerektiğini hatırlatarak şiir öğretmenliği yapacak belkide..şiir yolun açık olsun..tut ve bırakma kelimelerini..kelimelerimizi
selam saygı ve muhabbetlerimle
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta