Elektriği ve suyu kaçak olan
Korunaksız, kulübemsi bir evde
Dalgalanıp yırtılırken gazeteden yapma perde
Ayaz iliklerine işliyor üç gencin evde kalan.
Yaşları on altı on yedi arası
Hiç birinin yok ki ekmek parası, olsun kömür parası
Soba yakılamıyor.
Yaksan ne yazar! Göğü ısıtamazsın ya kış günü.
Anadan babadan uzakta
Okumak için geldikleri İstanbul’da
İstanbul’da sayılan bir semtte
Belki de İstanbul’dan da uzaktaki bu evden
Sobası yandığı için sıcak olan kahvehaneye gitmeye
“Cennete Gitmek” diyor delikanlılar.
Sobaya yakın oturup,
Gazete arasına koyup ders kitaplarını imtihan gecesi
Geç vakte kadar güya gazete okuyorlar.
Çok iyi öğrenci doğrusu birisi
Ondan ders otlanıyor diğer ikisi;
Çoğu zaman gece üç dört arası
Cennet’ten dönerken geri delikanlılar
“İyi uykular” dermişçesine
Düdük çalıyor uzaktan bir gece bekçisi;
Bilmiyor ki gazete dağıtmaya çıkacaklar
Birazdan çoğu zaman karşılaştığı o çocuklar;
Ekmek parası!
---------------
1973 yılı Okmeydanı o semt İstanbul’dan uzak olan
Şebekeden çengelle elektrik, boruyla su çalınan
Ve çeşmeleri olan inek bile sulanan.
Şimdi,
Bir şirkette müdüre yakın memur o zamanın birincisi
Diğer ikisi
Okuyamamışlar daha sonrası
Çelik fabrikası sahibi olmuşlar hurdacılıktan;
Tek adam çıkarken aslında fabrikadan
Dört aynı marka BMW çıkıyor dört ayrı kapıdan!
İlkinin iki oğlu da dereceye giriyor okullarında
Fabrika sahipleri hala bekâr
Bebek’te bebek gibi kızlarla görünüyorlar kollarında.
Okmeydanı’nı ise ne sen sor ne ben söyleyeyim!
Çağdaş ÖztürkKayıt Tarihi : 15.4.2008 17:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!