Beynin kabul ettiğini kalp neden inkar eder?
Aşk acıyı neden sürekli konuk eder?
Ve neden hep aynı cümleye sabreder:
'Bekle...Belki terkeden geri döner...'
Şehzadeler şehrinde bir beyzadenin sevdasına düştü düşeli gönül
silip attı geride kalan ne varsa...
Özlemenin tarifini asil suretinde okudu,
baktığı yere huzur salan gözlerinde anladı tebessümün güzelliğini,
geçtiği yollarda çiçekler açtıran kokusunda buldu nefes almanın lezzetini...
Hikayenin sona geldiğini,
bu sevdadan sonsuza dek gittiğini,
sendeki beni bitirdiğini kabullenmek...
İçi boş aşkcıklarla yalandan duygularla ömrü sürdürmek,
iki günlük şeylerle eğlenmek...
Zor değil elbette...
Ama şairinde dediği gibi işte
'senden gelmişse eğer sefadır bana çile,
yalnız kalbimi değil koca dünyayı yak de yeter;
yakarım başım gözüm üstüne'
Hem zaten aklın savaştığıyla kalbin sevişmesinden sağlam bir aşk peydah olmaz.
Eksik kalır elbet bir yanı.
Yarım kalır eli ayağı...
Tıpkı olmadığı gibi bu sevdanın sen tarafı.
Kayıt Tarihi : 27.4.2011 16:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)