Bana doğmamış bir çocuğun gözleriyle ağla
Evrenin bir terkedilmişlik olduğunu
Ateşin donduğunu yolların kapandığını anlat
    Bir denizcinin elleri gibi kabarmış olmalı saltanat
    Her nedense son duraklara bir son daha eklemeli
    Kurumuş sayfalar güllerde saklanmalı kadere inat
İçine işlemeli Çağrımın nefes alışları nota nizam
Kızıl saçlarında tel örgü kristal zamanlar gibi kırılsam
Gurbet ben ben de maneviyat olsam şehveri karanlıklara
    Kuyu bir damla kandan başka içirmeyecek bu gece aksine
    Sanat yine dört duvarın içinden geçecek gidecek
    Şairin korkak parmakları haykıracak seni kelime kelime
Sana ne çizilmiş bir plak pikap aslen girdap üçgeninden
Sadece annesinin ağrıyan beline canından çok sızlayansın sen
Yazdıklarından utanıp yazamadıklarınla övündüğünde oradaydım ben
    Geç kalınmış itiraflar neticesinde sigara duman kül tabla
    Boz saçlarını tara dağıt ör boz yine topla
    Kara kaplanır sessiz haykırışlara sarfiyatlardaki ilk seda
Hep içinde e vitamini olan cümleler istiyorum
Ve hastane filmi çeken depresif karakterler gezdir rüyamda
Aslında kağıttan gemiler gibi batıyorum
    Şekillerden yeşil renkli kıskançlıklar yapmalı insan,
    Sevgilisini kemikleri çatırdayana dek sarmalı
    Tüm izmaritleri biriktirmeli yuvasında öğrenci adam
Metalin sert bir değeri olduysa özür dilerim
Benim darphanem sensiz aklım kadar çalışır
Görüyorsun değil mi hep mesai saatlerinde kapalıyım
    Çizgi bir hat eğriliğiyle senin ellerinde
    Seyahatten dönenler kadar elemli bir inkişaf noktalama işaretleri
    Gerçekten sevilip sevilmediğini söyle
Kar bu vatanda beyaz bir çarşaf ise
Aşkın denizimde mercan imkansızlığıyla yüzer
Şayet bu külfet Ferhat'a bir Şirin serinliğiyle
    Savaşa kılıç yakışır suya endam
    Sel ifade özgürlüğünü alırsa kordan bir beden
    Keten kumaşlar sensiz vicdanım misali saydam
Bu şehir beni yutmazsa martılar çığlık atacak
Güneş sorumsuzca yol kesenlerin gaybına doğacak
Beslediğim kelebekler altıncı günde sonsuz olacak
    Sar şimdi beni mumya azabıyla plaster
    Bilhassa votka yanına eksi sonsuz buz keser
    Kader ki bu kimi biçer bıçak gibi kör sersem
    Mavzer açmış damardan kapanmaz tek celsem! ! !
Kayıt Tarihi : 9.12.2007 21:04:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



TÜM YORUMLAR (1)