Vicdanı hava dolu kalpler yükselirken
Patlayan gözlerin itaat ettiği mahluklar
Rüzgârın döndürdüğü havanın vals evreninde
Kemiklerle örülmüş cesetler korosu önünde
Mevsimlere sözü geçmez artık dolunayın
Savrularak sürükleyecek bedenimi ölümün yeryüzüne!
Siyah beyaz caz cinayetlerine tutsağım
Şüphe götürmeyen üzüntülere ikram edilir ellerim
Bir postacı gibi ansızın geldi
kötü haberleri yazan imzasız fermanım
Fazlaca esaretten söz eden dönme dolap bir kaşifim
Vicdanı hava dolu kalpler yükselirken
İçi sonbahar dolu bir sevgili karama vurdu
Yüzüme bakıp bir sır verdiğim kırık ayna
Yüzümü alıp karanlıklara kaçıran vah ayna!
Eğer Erosun işine son veriyorsa aşk
Son anlarımı yaşarken düşündüğüm
limandaki bahtsız sarraf
o belli belirsiz nükseden himaye
o gözlerimden kurşun gibi akan bordo kanı
Ölümsüzlük ormanlarımdan döne döne
omuzlarımdan çekiştirerek gelen ey rüzgâr!
varsın sonbaharda göz kapaklarım dökülsün, ne çıkar!
Kaybolan bir meleğin güncesinde yazılıydı adın
Sana Ekru demişler ve sen Ekru olmuşsun
Ekru bir aşk, Ekru bir gökyüzü,
Ekru bir kent, Ekru bir cinayet...
Bilgeler sana ölmeye gelmiş
Sevenlerin kalpleri karışık, fikirleri bulanık
Bedeviler diz çökmüş önünde
Sana Ekru demişler ve sen Ekru olmuşsun
Sen! Ellerin nur, bakışları vaaz olan
Sen! Hakikatle beni tanımlayan
ve artık bir adın olacaksa bundan sonra
Sefil bir şair olarak koyduğum şerefli adın Ekru
Sen çılgınlar gibi dörtnala koşarken cehenneme
Kalbimin tek çıbanı, yatağımın zencefil kokan Ekrusu
Eğer hakikaten bir adın olacaksa bundan sonra
Sefil bir şair olarak sadece sana bağışlıyorum bu adı
Bağışla beni Ekru!
Kayıt Tarihi : 24.5.2024 13:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!