1970 Yılında Konya Ereğli'de doğdu.
İlkokul yıllarından ortaokul yıllarına kadar, öğretmen olan babasının memleket memleket gezmesinden dolayı sabit bir eğitim alamadı.
Bu açığını ise kendisini okul kütüphanelerinde eğitim ve bilim ağırlıklı eserleri okuyup inceleyerek geliştirdi. Lise yıllarında tiyatro oyunculuk ve senaristlik alanında kendisine özgü tarzını ve yazarlığını geliştirmeye çalıştı ise de, çevre şartları onu sevdiği bu sanat dalında yüksek eğitim almasına müsaade etmedi. 1987'de kazanmış olduğu Mersin M.Y.O Turizm bölümünü, kişisel sebeplerden dolayı yine aynı yıl bıraktı. Yine ertesi yıl 1988 yılında İ.Ü.S.B.F kamu yönetimi bölümüne kaydını yaptırdı.
2000 yılında İlk pro-amatör girişimi 'Beşibiryerde' tiyatro grubu içinde yer aldı.
1996 yılı aralık ayında içinde bulunduğu siyasi-kültürel ortamdan '...Ve yanlız Allah için... itiraf gecesi! ' adında Tek kişilik Doğaçlama standardındaki oyununu Karagümrük Feza Kültür merkezinde sergileyerek sanat yaşamına veda etti.
1999 yılında memleketi Niğde'ye dönen şair. Halen Niğde'de yaşamaktadır.
Eserleri
Eserler verilen uzun aradan sonra yeniden arsivlenmektedir.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!