Ekrem Şama Şiirleri - Şair Ekrem Şama

Eşek çifteler savurunca,
Bırakıp da kaçmaz karınca...
Güçlü tekmeler devre dışı,
Karınca, kulağa varınca...

(İstanbul:21.01.2005)

-Şu yeni gelen kameraman sen misin?
Hadi şanslısın hızlı başlıyor işin.

Büyük orman yanıyormuş cayır cayır,
Görev senin, iyi kamerayı ayır.

Allah’ın emri diye, başörtülü bir kızım,
Ne katilim ne zalim, ne hain, ne hırsızım,
Yeter artık çektiğim, dinmedi yürek sızım!

At çamuru elinden, güneş böyle sıvanmaz,
Hukuk herkese lazım, genleriyle oynanmaz!

Şimdi Rahmeti Rahman’a kavuştu Erbakan,
Neler gördü neler, onun hayatına bakan:

Kime atlama taşı yapılmışsa Erbakan,
Bırakın vekil olmayı, bakan oldu bakan!

İslam Dünyası yanıyor, insanlar sersefil,
Modern Ebrehe bunlar, füzeleri sanki fil;
Gelip dayanmışlar koruduğun mekanlara,
Allah’ım, gelir mi acaba “Tayran Ebabil”?

Ekrem Şama

Sabah binlerce insan, uykusuz gözler şişik,
Dolmuş kuyruğu, çalışan kesim bu, genç kuşak.

Menejer öğüt vermiş:
………………………..-Hepsi kucaklanacak,
Hepsi öpülecek, alkışlar da bizden şak şak! ..

Avrupa'nın hedefi, ineği danayı,
Yasak deyip tamamen sürecek damızdan.
Harama alıştırıp babayı anayı,
Sonra da diyecek ki, damızlık domuzdan...

23.02.2007

Hurdadan başka ne değeri olur ki,
Çalıştırılmayan bir stok makinanın?
İşletilmeyen bir tembel beyine de,
Vurasım geliyor bir tokmak inanın...

03.10.2006

Başlamış artık, müthiş geri sayım,
Yükselir tiktak sesi perde perde.
Benim tiyatrom, işte sonundayım,
Alkış mı yuh mu, artık bu son perde?
Zamanım geldi, menzile varayım,
Kapansın gözüm, açılsın şu perde.

Şu çocuk var ya işte şu, ayakları çıplak,
Tam bir üç kağıtçı, dolandırıcı olacak.
Yanındaki, elinde tiner koklayan yani,
Yakın zamanda olacak, azılı bir cani.
Şu karşıdaki, kirden belli değil saç rengi,
Gözler fıldır fıldır; geleceğin pezevengi.