Sabahın ardına düşünce kardaki keder
Bir zambak öfkesiyle toprağa koşuyorum.
O kadar asûde, o kadar masum ki gökler,
Bir ben, bir leke ruhumla kirleniyorum.
Gördüm. Kucağında canhıraş kar hüzünleri,
İbrahim YENEN'e...
Her şey bildiğin gibi dostum.
Her şey mazisi kadar körpe ve sıcak
tesadüfe yer kalmadı haznemde
eskiciler gülüyor canım yanacak.
yabancıyım yine de
dünden kalma bir düş belki
zoraki bir cesettir yüreğim
çığlıklar ekiyorum
koridor sükutu caddelere
taksi şoförleri uykusuz
Kimdendir
zar tutan şahbaz yüreğimde
yırtacak sesler tohumlayan
mezarları yalpalayan hayatım
ve benim unutulan şarkılarım
ve benim
kadınları aldatılan bir şehir için
fahişe bir yataktır yaşamak
koynunda bakire ölüm uykuları
Pencereden bir yağmur bakar ya
güneşi sustururken bu yağmur
Serin bir rüzgarla başlayan gece
serin, kanlı bir düşüncenin zehrini emerken
kalbinde yüzleşmeye hazır bir yenilgi
gözlerinde sararmış başkent hevesleri
zaman bir büyük depremdir zihninde.
Bazı soruların
ne kadar acıtıyor yavrum
düşecek gerçeği tükenen
yüreğine doğru koşmaların,
bu dürülmüş gökyüzü altında
elbet çıkış yeri açacak
Yüz binlerce bilim damarlarında gezerken
kim olduğundan habersiz; zavallı ben
Kendi bedeninden doğmak isteyen
yüzü olmayan yüzü arayan; ben.
Bir kez ağlayabilseydim, dünya değişecekti
Ne güzel bir dost verdin bu dertli adama!
Ne derin bir dostluk doğurdun aralarında
Kim kıskanmaz ki bu içtenliği
Geç kaldığım her şey için acele ediyorum
Bu ince telaş, bu sabırsız yürek
Bu gecikmişlik sancısı ahir zamanların
Ruhumun sevdiği patika yollardan
Kendime yürüyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!