Hiç eskimeyen gençliğim
Yarım asırı geçti sır dolu yaşım
Seni hatırladıkca bu deli başım
Daha dünkü gibi çarpar kalbim
Cocuklar gibi hoplar zıplarım
Ateşden gömlek giydim
Yanmadım
Buz denizinin içine düşdüm
Donmadım
Kırık camlar üzerinde yürüdüm
Ama kanım akmadı
Anadolu
Her yanın inci, elmas dolu
Dört bir yanın
Su,
Toprak,
Buğday dolu.
Aşkın,
Ateşinde yandım,
Işığında gece gündüz yol aldım
Nerde saklısın, hala seni bulamadım
Ben mi yeterince yanmadım?
Yoksa senmi aşkın ışığına dayanamadın,
Ay giz, men seni sevmirem
Sevsemde sevirem diyemmirem
Hergün çeşmenin önünnen geçip gedirsen
Kem gözlerinnen gönlümü incitirsen
Altına serecek bir çulum bile yoğ
Ay gız sen mennen niye elçeymirsen
Bedduaların ilaçım
Küfürlerin şiirlerim
Ne güzel adın var, ey benim Sevinç‘im
Ey ruhumun şifası
Şimdi sen neredesin?
Bakmayın öyle heybetli boyuma posuma
Dört bir yana uzamış dallarıma
Asırlık gövdem siper olur sel sularına
Yüreğim el vermez bir avuç toprağın kaymasına
Ama gücüm yetmez hafif bir sonbahar rüzgarına
Savrulur yapraklarım dört bir yanıma
Berduşum ben berduş
Alabildiyine başıboş
Serseri bir sarhoş
Sokakları mesken tutmuş
Her gece bir yıldıza vurulmuş
Ay ışığında oturmuş…
Yürüdükce her basdığım yerde
Bir parçamı bırakıyorum geride
Belki aynı yoldan geçersin diye
Saç tellerimi bağlıyorum calı dikene
Yolum uzun, bir hülyam var cok ileride
Bir bilsem
Nerden geliyorum? nereye gidiyorum?
Kimim? neyim? ben ben miyim?
Ben bensem, ne kadarı ben, nekadarı sensin?
Yoksa ben sadece senmiyim?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!