Digor’dan Ekreğe çık rampa yola
Digor’un başında bekler manzara
Dikili kayada verirsin mola
Derken köy karşılar seni gülerek
Her an her mevsimde gülerdi Ekrek
.
Celal yolu, zibindüzü var idi
Sorkullu, Sinco da komşu köy idi
Kızılyarı çiftçilere yar idi
Dolardı ambarlar, komlar ve merek
Hiç kimseye muhtaç etmezdi Ekrek
.
Susuzun düzünden bakıp,evlere
Seyfidarın kayasına, peglere
Benide unutma diyor kordere
Zıhçı dağı başı gibi hep yüksek
Zirvede kalmayı severdi Ekrek
Küçükdere mal, davara sefaydı
Büyükdere çermiklerle şifaydı
Beşkilise ihtişamlı saraydı
Sayamam sizlere bunları tek,tek
Cennetten bir parça gibiydi Ekrek
Büyük dağın başı hiç eksilmez kar
Etrafında Kotur ile Şaban var
Köylü için önemliydi namus,ar
Erkekleri aslan, kadını melek
Güzel insanlarla özeldi Ekrek
.
Çift puğarlar, beyaz puğar, kor puğar
Hağılın düzünde çok hatıra var
Bir de köy içinden temiz çay akar
Değirmende un olurdu ekenek
Eler ekmek eder verirdi Ekrek
.
Yaşarlar,Bayraktar,Bilgi,Aksoylar
Hacılar, Erdemler, Boylar, Işıklar
Kaşeler, Maritler, Çelik, Torolar
İbret vericiydi görülen ahenk
Verdiği sözünün eriydi Ekrek
.
Oduncu, Ekmekçi, Şimşekler de var
Akbulak, Uğurlu, Kaya, Ercoşlar
Akkayalar daha nice has soylar
Dostluk, kardeşliğe oldular örnek
Buradan tüm yurda serpildi Ekrek
.
Besili atları rahvan yürürdü
İsimleri topçu, bulut olurdu
Unlu kartopiler köze konurdu
Katmer, bişi, kete, hınkal’dan yemek
Damak tadında da zengindi Ekrek
.
Ahıska, posof’dan bağları vardır
Dinine bir bütün inancı tamdır
Devleti de milleti de kutsaldır
Vatan demek ana demek, yar demek
Bu yolda ölüme giderdi Ekrek
.
Bir başka olurdu şehri ramazan
Tarihi camisi doldu her zaman
Düğünü düğündü, bayramı bayram
Her karış yerinde vardı bin emek
Haramı helalden elerdi Ekrek
.
Büyük sayılırdı küçük sevilir
Yardım etmek köyde görev bilinir
Köyden geçen yolcu konuk edilir
Gerekirse bölüşülür bir ekmek
Misafir kıymeti bilirdi Ekrek
Elektrik için köylü çalıştı
Yapılacak işi bir, bir bölüştü
Susuz yerler bile suya kavuştu
Engel tanımazdı gayret ederek
Bütün zorlukları yenerdi Ekrek
.
Duvar ustaları, pehlivanları
Dolaşırdı birer, birer civarı
O’na ilham olmuş baktığı arı
Baharda çiçekler açardı renk, renk
Kakuçalar gibi güzeldi Ekrek
.
Bindokuzyüzotuzbeşte kuruldu
Üç haneydi, beş haneydi on oldu
Büyüdü, gelişti yeşil köy oldu
Seksenli yıllarda Derinöz Ekrek
Doksanda tümüyle göç verdi Ekrek
.
Gün geçtikçe kalbi hasret kapladı
Sanmayın Ekrek’li bunu atladı
Birlik, beraberlik için toplandı
Ekrek-Der adıyla kuruldu Dernek
Adı yaşatıldı, sevindi Ekrek
.
Recai Ekrek’li sayılır kardeş
Bizi daha güçlü kıldı bu ateş
Ne geçmişe takıl, ne maziyi deş
Geleceğin için çalış bilerek
Başaracağından emindi Ekrek
28/08/2011 Recai MERT
Recai MertKayıt Tarihi : 8.10.2011 15:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
EKREK (DERİNÖZ) KÖYÜ Köyün tarihini iyi anlayabilmemiz için, atalarımızın nerelerde, hangi şartlarda yaşadığına biraz değinmemiz yararlı olur. Bunun için dedelerimizin yaşadığı Posof ve öncesinden başlayalım. Öncelikle şunu belirtelim ki köyü kuranların tamamı eskiden Kars'a bağlı olan, şimdi ise Ardahan'a bağlı Posof ve köylerinden gelmedir. Posof un tarihi 2700 yıl öncesine dayanır ve MS.300.lü yıllarda Posof’ta Türklerin yaşadığı bilinmektedir. Aslında Posof o zamanlar sadece bir yerleşim yerinin adı değildi, Çıldır, Ardahan, Hanak, Artvin’in merkezi dâhil, Ardanuç, Şavşat ve Borçka ilçelerini kapsayan bölgenin adı idi. Zamanla şimdiki Posof’un merkezine Posof denmiştir. Yapılan araştırmalarda Posof'un adı Kıpçak Türkçesi Buşetkehv (Büşe-Bişe) sonrada değişmiş olarak post-khov dan gelmektedir ve ormanlık dere anlamına gelmektedir.Zamanla Posof şeklinde söylenmiştir. Posof’ta İslam çağı, Selçuklular devri, Osmanlılar devri ve kısa sürelide olsa son dönemlerde Rusların kafkasyaya gelmesiyle o zamanlar Osmanlının elinde bulunan Posof, Batum, Ahıska, Acara ve çevresi Ruslarla Türkler arasında zaman zaman el değiştirmiştir. En son halk arasında 93 harbi diye bilinen 1877-1878 Türk halkı için felaket olan Osmanlı-Rus savaşında Posof'ta işgal edilmiştir. Batum, Ardahan, Kars sancakları Rusya’ya bırakıldı. Bu savaşta, o yöre halkı için 40 yıl sürecek kara günler başlamıştı. Bu esaret göçlere sebep olmuş, birçok insan ata yurdunu terk ederek Anadolu içlerine göç etmek zorunda kalmıştı. 93 harbinde kaybedilen yerler ancak 40 yıl sonra 1918'de Anavatana kavuşmuştur.1921 yılında Rusya’yla imzalanan anlaşmayla şimdiki milli sınırlarımız kesinleşti. Posof 1923 yılında ilçe yapılmıştır. Posof halkı hep o bölgelerde yaşamış halkın çoğu şimdi Gürcistan sınırları içinde bulunan, o zaman Osmanlının olan Ahıska'dan ve diğer kısmıda Batum, Acara ve Kafkasya bölgesinden gelmiştir. Posof şivesine yabancı kelimeler girse de bu günkü konuşulan şive öz Türkçedir. Halkı oğuzların boylarından olan Kıpçak Türklerindendir. DEDELERİMİZİN POSOFTAN GÖÇ ETMEYE BAŞLAMASI Dedelerimizin Posof’tan göç etmelerinin esas sebebi nüfusun artması sonucunda arazilerin kardeşler arasında bölüşülünce çok küçülmesi ve geçimin zorlaşmasıdır. Göç sırasında o zamanın idari yönetimleri vali, kaymakam, müdür vs. kişiler yer göstermek dâhil her türlü kolaylığı göstermiş, yardımcı olmuşlardır. Posof’tan göç edenlerden bazıları Ardahan’a bazıları Karsa bazıları Mağaracık ve Karsın değişik yerlerine yerleşmişler birkaç sene oralarda kalmışlar ve tekrar göç etmeye karar vermişler. O zamanlar çoğu yerler boşmuş, şimdiki köylerin çoğu yokmuş zaten. İdari yönetimlerin teşvikleri ve yer göstermeleriyle önce o zamanlar nahiye olan Digor’a gitmişler; Digor’dan Mevrek Zibin Celal Nahçivan derken 1935-1936 yıllarında Ekrek'e gelip, güzel ve örnek bir köy kurmuşlar. (Not Bu bilgiler Ekrekder sayfasından alınmıştır. Kendilerine teşekkür ederim.
duygu anlatımı, şiirin akışı harikaydı
ve okuyucusunu yormayan oldukca etkileyici bir paylaşımdı
yüreğinize sağlık
başarılarızın devamını dilerim
sevgi ve huzurla kalın efendim...
TÜM YORUMLAR (2)