Ekmek Ve Gül Şiiri - Yorumlar

James Oppenheım
1

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında
Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara
Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan
Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara
'Ekmek ve gül! Ekmek ve gül! '

Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de yürüyoruz

Tamamını Oku
  • Mehmet Yusuflar
    Mehmet Yusuflar 08.03.2010 - 15:08

    çeviri şiirleri sev(e)miyorum. Manası güzel ve derin olsa da bu benim için böyle...
    ne zaman sabah olacak? gün doğunca.
    işte san çeviri şiirlerindeki çeviri mantığı.
    mehmet ysusflar

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 08.03.2010 - 13:27

    Unutmadan bir hatıramı ekleyeyim: Artvin'in Camili adında bir köyü vardır. Dağın arka yüzünde olan bu köyün yılın sekiz ayı şehre erişimi yoktur. Hani, arada Çoruh olmasa, Sovyetler'e bizden daha kolay erişimi olan bir köydür özetle. (SSCB henüz var idi bu tarihte)

    Köylülerden biriyle nehrin karşısında görünen mahalle hakkında konuşurken önce parmakla bir yeri göstermeme konusunda uyarıldık. Tarifle şu ev halamın evi dedi adam. Sabahları karşıdan siren sesleri duyarız (şimdi emin değilim marş veya siren ama bir şeyler çalıyor işte) Sonra arabalar onları alır çalışmaya götürür...

    Bunu şunun için anlattım. Kadın, kadını savunanlar (veya öyle söyleyenler) tarafından da sömürülmüştür. Kadınlığı övülürken de sömürülmüştür. Bu şiirde göklere çıkarılan yürüyüş, manga halinde dizilmiş işçilerin fabrika veya tarlalara zorunlu yürüyüşüdür. Orijinal metinde 'Bizler uygun adım gelirken...' deniyor.

    Bizde televizyon yayınının olmadığı zamanlarda, çocuk sayılacak yaşlarda Trabzon'da Rus sandığımız (Muhtemelen Gürcü) kanallarını seyredebiliyorduk sadece. Bu şiir o kadar fazla sahneyi canlandırdı ki hafızamda, yazmadan edemedim işte.

    Yine bu şiir, Azerbaycan'da kayıp nedeniyle vereceğim bir radyo ilanı için konuştuğum bayan görevlinin bana soyadımın Bekâr olduğunu duyunca yüzünde gördüğüm ifadeyi de epeyce açıkladı: Bekâr: Bîkâr: İşsiz güçsüz...

    Biliyorum.
    Herkesin kendince makul bir savunması vardır.
    Daha fazla çocuk doğurduğu için aldığını çok yıllar sonra öğrendiğim, ekranda göğsüne madalya takılan kadınlar kadar.
    Onların da var.
    Selâmlar...

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 08.03.2010 - 13:08

    Metin Demirtaş'ı da çevirisinden dolayı tebrik etmek istedim. Orijinalı adamakıllı bizim kafiyeli hece şiirlerimiz türünden. aabb, ccbb, ddbb... Hep yaptığım gibi bir taslak çıkardım ama bundan daha iyi bir çeviri gerçekten çok zor. Sadece son dörtlükteki şu veciz söz korunamamış gibi geldi bana (Katılsam da, katılmasam da :)) (Bu sözlerim katılmadığım anlamına da gelmez kesinlikle) Uzatmayalım, şu sözden bahsediyorum:

    Son dörtlüğün ikinci mısraı:
    Kadınların yükselişi insanlığın yükselişidir.

    Orijinal metin:
    As we come marching, marching, in the beauty of the day,
    A million darkened kitchens, a thousand mill-lofts gray
    Are touched with all the radiance that a sudden sun discloses,
    For the people hear us singing, 'Bread and Roses, Bread and Roses.'

    As we come marching, marching, we battle, too, for men-
    For they are women's children and we mother them again.
    Our lives shall not be sweated from birth until life closes-
    Hearts starve as well as bodies: Give us Bread, but give us Roses!

    As we come marching, marching, unnumbered women dead
    Go crying through our singing their ancient song of Bread;
    Small art and love and beauty their drudging spirits knew-
    Yes, bread we fight for-but we fight for Roses, too.

    As we come marching, marching, we bring the Greater Days-
    The rising of the women means the rising of the race-
    No more the drudge and idler-ten that toil where one reposes-
    But sharing of life's glories: Bread and Roses, Bread and Roses!

    Pardon?
    O aşağıdaki doktor ben miyim? :)

    Cevap Yaz
  • Cemil Çelik
    Cemil Çelik 08.03.2010 - 12:13

    Doğumundan ölümüne kadar,erkeğin kadın üzerinden doyduğunu anlatan inceliklibir şiir....

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 08.03.2010 - 11:49

    Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sundukları
    İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden
    Bu ekmek ve gül türküleri
    Ve yineliyoruz hep bir ağızdan
    'Ekmek ve gül! Ekmek ve gül! '

    Bıktık artık sen çalış ben yiyeyim çığlıklarından.
    Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sunduklarından.


    Cevap Yaz
  • Hamit Yalçın
    Hamit Yalçın 08.03.2010 - 07:19

    nedendir bilinmez biriliri böyle istiyordiye oluyor sanıyorum insanları sömürenler onların bütün sitresini bir günde alıyor ve yıl oniki au sömürürlmeye devam şu günleri kaldırsak diyorum nasıl olur du acaba?????

    Cevap Yaz
  • Hayrullah Tiyekli
    Hayrullah Tiyekli 08.03.2010 - 00:54

    Ekmek ve Gül aşkına Dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun.Güzel bir seçim gün için,teşekkürler kurula.

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 08.03.2010 - 00:29

    Eeee...
    Bu önemli günde ben de şahsıma ait bir sözü paylaşmak istedim. (Sinirlenmek yok ama :)

    Eşdeğer şartlar altında hep aynı kararı almayı başarabilen insan cinsine kadın denir.

    Kutladım.

    Cevap Yaz
  • Ali Tekmil
    Ali Tekmil 08.03.2010 - 00:19

    Kal İstersen

    geldin
    bir etek dolusu uyumamışlık
    saçlarından sızan
    okunamayan suskunluk da girdi içeri
    anladım
    gecenin ' ce ' halisin
    gündüzün ' düz ' ayaklarına yakışmıyor gelişin
    yine de bir basamak vardır eteğinden yukarı
    soluğumu değdirmek için kokuna

    bakma
    ben herşeyle avunurum
    bir takvimden kopartılan
    güneşli bir mart sabahının
    memelerinden emilen gizem
    ya da işte hemen karşımda oturan
    ellerinle gözlerinle kirpiklerinle
    yoluma döşediğin
    yirmi mart çiçeği

    yarın bahar derim
    nas'olsa her bedene su yürür
    nas'olsa patlar her gerçek gerçeğinden
    saçlarından sızan suskunluk da
    sıyrılır gizeminden
    nas'olsa derim dilinin en bahar gelinciğini
    eritip dudaklarında
    mühürlersin dilimi
    nas'olsa papatyaların açılır gözümün menziline
    ışır ortalık

    geldin
    bin gecelik yalnızlığa doldurulmuş sorgu
    ve isyan artıkları
    sırtları sıvazlanıp susturulmuş ağrılar
    doldu odama

    yarın bahar
    karıyorum kartlarımı yeniden
    yeniden kuruluyor zemberek
    yarın yeniden ınga!
    yarın yeniden emekleme
    yekinme yeniden

    ha! ne dersin
    kal istersen !?

    Ali Tekmil / 20.03.2004 - İzmir.

    Cevap Yaz
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel 08.03.2010 - 00:11

    Seçici kurula teşekkürler...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta