Ekmek'te Su Gibi,temel ve asıl Bir Gıda ...

Ekmek 'te Su gibi,Temel ve asil bir gıda Mukadde 'sidir.
(Ekmek Hakkında bilinen
Şu ki):

Ta HALİL IBRAHIM Peygamber zamanında,
Bir kıtlık bir 5darlık olmuş,
Ayrıca kâfirler karşı durmuş,
Inançlı halk acından ölsün diye.

Peyganber her tarafta un arar,
Kâfirler onu takip eder,
Ona un verilmesini önler,
Peyganber boş döndü diye sevişmesinler düşüncesiyle,
Çuvallara kum doldurur,
Eşine'de bir şey söyleyemez
Evde akşam karanlık olunca,
Eşine 'de derli;SARE bana yardim ette kumları boşaltalım gizlice,
SARE Hatun bir iki çuvalı yoklar deliyle un,
sorar hengi çuval kum?
Hepsi der peyganber !
Bakarlar ki hepsi un.
Şükrederler bırlıkte ALLAH'A
Hiç akim bırakır mı ALLAH'IM.

Başka bir zaman'da MISIR kralı,
Acayip bir rüya görür,
Rüyayı tabir edecek bir hoca arar,
Daha önce YAKUP peygamberin oğulları en küçük kardeşleri olan YUSUF u kuyuya atarlar,
Babamız onu bizden çok seviyor diye kıskanırlar,
Korsanlar,kuyudan çıkarıp Mısır pazarında satarlar,
Işte bu YUSUF kralın rüyasını tabir eder,
Birkaç yıl sonra kıtlık olacak,
Bitkiler kuruyacak der,
Peki ne yapılmalı buna karşı?
Ekin başakları dövülmeden
saklanmalı,
Kıtlık geçene kadar ihtiyaç mikdarı dönülmeli ,
olay üzerine kral Hz.YUSUFu Mısır hazine veziri yapar.

Ekmek kıtlığını _Ben de yaşadım,bir zaman,
1940 lı yılların ilk yarısında köyde ikametim,
Yufka ekmek yapardı anam.
Ve o zamanlar MKE.ogle yemeği verilir 'di,
Ama ekmeği herkes kendi getirirdi.
6 kişilik masalarda yemek yenirdi,
Benim ekmeğim Obembeyaz yufka,
Anında paylaşırlar,bana kendi somun ekmekten verirlerdi.
Bu ekmek,haki renkte topraksi görünür ve yerken ağzımda ınce kum gibi çıtırdardi.
O zamanlar un yapmak için termiz buğday alınırdı.
Ama buğdaylar hep küf kokardı.
Bizim avluda rahmetli dedem ,2 mt.cap ,3 mt.kadar derinlikte kuru toprak kuyu kazmış,ıçi saman buğday karıştığı doldurmuş,Işte bizim ekmek o buğdayın unundan yapılıyordu.

II.Dunya harbî sonrası Avrupada durum:
Her taraf yanmış yıkılmış,
Ne üretim ne üreten kalmış,
Açlık diz boyu,Ekmek karneye bağlanmış. Günlük üç öğün için üç dilim ekmek.

Yaşları olgun bir karı koca uyuyor,
kadını ,gece yarısında bir darbe gibi ses uyandırır,
Öyleki,sanki birisi bir sandalyeye toslar,
Kadın,el yordamıyla,yanindaki eşini arar,_yok boşta kalır el,
Çıplak ayaklarının burnuna basarak mutfağa gider,aniden lambayı yakar ,
Adam don gömlek yakalanır,
Ağzında ekmek kırığı var
Ama onu yutamaz,
Kadın,acır kocasına ve durumu düzeltmek için,Dışarda çok rüzgâr var galibe der,
Adam evet evet çatıdan kiremit düşürdü galibe di-yerek karısını tasdik eder,burnundan konuşarak,
Zire ağzında lokma var.
Öylece yatarlar ama ıkisi de çok ıtina ile birbirini dinler
Kadın uyumuş numarası yapar hafifçe horlar,
adam içinden oh çeker,
Nihayet uyudu diye lokmayı yutar.
Adam,eşinin diliminden bir lokma çaldığı için son devrece ondan utanmıştır.

Şimdide başka bir olay,STALINGRAT gazisi bir albayın evinde akşam yemek vakti softa hazırlanmış herkes yerine oturmuş yemek başlamış:
Tam o sırada kapının zili çalar,
Albay,git şuna bak kızım der,
Kız kapıyı açınca,ayyy burda bir yaratık var diye bağırır,
Albay ;sor bakalım kimmiş ve ne ıstiyor?
Kız,baba seninle görüşmek ıstiyor!
Gelsin bakalım der ve onu azarlar gibi sertçe ne istediğini sorar ,
(Aslında Rus harbinde,kafasi gözü sakatlanmış kolu ayağı kopmuş bir nefer ve her tarafı protez takma zavallı bir asker)
Daha söze başlarken ceryan gider ışıklar söner,zifiri bir karanlık olur.
5-6 dakka sonra ışık gelir ama adam yok kaçmış !!
Bakın bakalım niye kaçmış bir şey çalmış olmalı der albay .
Bakarlar sofrada salamlar sucuklar , şarap bira hepsi yerinde,
Biraz sonra hanim,aaa suraya Brotun koymuştum,o yok.
Neyse durum anlaşılır,zavallı alil küçük ekmeği çalmış!
Işte orda albayin oglu heyette kalmış ki
" Was macht er mıt dem Brott???"
(Adam,ekmeği ne yapacak ki )ediyor.
Tuzu kuru ınsanlar ekmeğin azîz liğini ne bilir ki.

M.Çağlayan 1. 9. 2021