ANILAR ANILAR (7)
MUDANYA’DA YAŞANMIŞTIR EKMEK FIRINININ KÜREKLERİ
Hayatım boyunca pek çok tehlikeli kazalar atlattım. Sizin de bildiğiniz gibi “Kaza geliyorum demez, geliverir”. Şimdi sizlere bu ilginç kazalardan birini anlatacağım. Annem o gün uzun uğraşlar sonucunda midye dolması yapmıştı. Babam her canı istediğinde Mudanyalı balıkçılara midye siparişi verir, ertesi gün avuç içi büyüklüğünde bir çavalye midyeyi (En az 100 tane) evimize gönderirlerdi. Annem de sırf babam istiyor diye hiç üşenmez o midyeleri saatlerce tel fırçalarla temizler, pırıl pırıl yapardı. Biz de kardeşlerimle etrafına toplanır, annemizi seyrederdik. Daha sonra fıstıklı, kuş üzümlü iç pilavını hazırlar, midyelerin içini doldurup büyük, kalaylı tencereye yerleştirip pişirirdi. Bütün ev mis gibi dolma kokardı. O gün yine midye dolmalarını pişirdi ve bana seslendi:
“İnci babana telefon et kızım, birini gönderip aldırsın. Dolmalar hazır” dedi. Çocukluk işte:
“Anne dolmaları ben götüreceğim” diye tutturdum. Annem kenarlı bir bakır tepsiye midye dolmalarını dizdi, üzerini sarıp fileye yerleştirdi.
“Dikkatli götür kızım sakın düşürme” diye tembih etti. Ben elimde file babama gidiyorum diye sevinçle yola çıktım. Sanırım (11-12) yaşlarındaydım ve çok zayıftım. Babamın iş yeri iskelede ve evimize bir hayli uzaktı. Neyse ben zorlanarak tepsiyi babama götürmeyi başardım. Babamın iş yerine gitmek çok hoşuma gidiyordu. Babam daktiloya temiz kağıt geçirir, yazmama müsaade ederdi. Ben de tek parmakla bir şeyler yazmaya çalışırdım. Bu çalışma beni çok mutlu ederdi. Harflere bastıkça çıkardıkları sesle sanki piyano tuşlarına dokunuyorum diye hayal ederdim. Bir de babam işi icabı geceleri geç geldiğinden onunla vakit geçirmek isterdim. Babam beni elimde tepsiyle görünce şaşırdı:
“Kızım nasıl getirdin, niye telefon etmediniz?” diyerek tepsiyi elimden aldı.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta